ErAy
 
www
BuMbLeBee  
  Ana Sayfa
  İletişim
  OSMANLI TARIHI
  OSMANLI TARIHI KRONOLOJISI
  Yükselme Devri
  Gerileme Devri ve Son
  Duraklama Devri
  Osmanli da müessese ve medeniyet
  Fetret Devre
  Tahtan Çekilmeler
  tarihimiz
  Padişalar
  Padişaların İndirilmeleri
  Kesitler
  Saltanat ve Yaşları
  ÖLÜM SEBEBLERİ
  Dogum Yerleri
  Dogum Tarihleri
  Tahtan İndirmeler
  Şehzadelerin Vekillikleri
  Askeri Komutanlıkları
  KİŞİLER
  Olaylar
  Mekanlar
  Osmanli padisahlarina kisa bir bakis
  Ziyaretçi defteri
  hürriyet
  Dunyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Futbolcusu Kimdir??
  ReDbULLBcOnE
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, İstiklal Savaşı'nın kazanılması ile, 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur. İstiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[25] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm milletçe girişilen, çok cepheli bir savaştır. Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı'nın son ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir. Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir. 12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır.[26] Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır. 8 Temmuz'da İstanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükûmeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[27] alınan karar; “ Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez ” Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleriMillî direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[28] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir. 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir. İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı. Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.[29] TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu[1][2][3] veya Osmanlı Devleti[4][5][6], 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk devletidir. 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu devletin ardılı olarak kabul edilmektedir.[kaynak belirtilmeli] Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır.[7] Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Bizans İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı Devleti gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cezayir'e, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı. Osmanlı Devleti 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote[8] (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar[9] (1627) ve Lundy[10] (1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Büyük Jüstinyen'in 1000 yıl önce egemen olduğu Konstantinopolis (başkent İstanbul ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde ele geçirilen çevre bölgeler)'e sahip olan Osmanlı Devleti, Bizans İmparatorluğu'nun Müslüman bir ardılı olarak kabul edilir. Osmanlı Devleti, Bizanslıların mimari, mutfak, müzik, boş zaman etkinlikleri ve devlet yönetimi alanlarındaki gelenek, görenekler ve tarihi birikimini de benimsemiş ve bu kavramları devlet bünyesinde yaşamakta olan Asya Türk Kültürü ve İslam Kültürü aracılığıyla Osmanlı kültürel kimliği olarak adlandırılan özgün bir biçime dönüştürmüşlerdir. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı Devleti, Eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.[kaynak belirtilmeli] Konu başlıkları [gizle] 1 Tarihi 1.1 Beylik (1299 öncesi) 1.2 Kuruluş (1299 - 1453) 1.3 Yükselme (1453 - 1579) 1.4 Duraklama (1579 - 1699) 1.5 Gerileme (1699 - 1792) 1.6 Dağılma (1792 - 1922) 2 Devlet Örgütü 2.1 Saltanat Makamı 2.2 Divan-ı Humayun 2.2.1 Divan-ı Humayun Üyeleri 2.3 Yerel Yönetimler 3 Din 3.1 Halifelik 3.2 Osmanlı'da misyonerlik 4 Ordu 4.1 Kara Kuvvetleri Ordusu 4.2 Donanma 4.3 Hava Kuvvetleri 5 Ekonomik yapı 6 Osmanlı topraklarındaki şu anki devletler 7 Ayrıca bakınız 8 Kaynakça 9 Dış bağlantılar 10 Notlar Tarihi [değiştir] Osmanlı Devleti Tarihi Ana Dönemler: Beylik Dönemi Kuruluş Dönemi Yükselme Dönemi Duraklama Dönemi Gerileme Dönemi Dağılma Dönemi Özel Dönemler:[ Göster ] Fetret Devri Köprülüler Kutsal İttifak Savaşları Lale Devri Rus Savaşları Nizam-ı Cedid Tanzimat Birinci Meşrutiyet İkinci Meşrutiyet Osmanlı Devleti Tarihi Zaman Çizelgesi Osmanlı Tarihi Kronolojisi Osmanlı Devleti belirli tarihsel dönemlere ayrılarak incelenir. Dönemler, Osmanlı Devleti'nin yönetim yapısına ve dünya siyasetindeki yerine göre belirlenmiştir. Toprak büyüklüğünü temel alan ayrıştırmalardan daha detaylı bir bakış açısına izin vermektedir. Beylik (1299 öncesi) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Beylik Dönemi Anadolu Selçuklu hükümdarı, Kayı boyu'nu Ankara'nın yakınlarındaki Karacadağ yöresine yerleştirdi. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kayılar'a verdiği bu toprak 1.000 kilometrekareden ibarettir. Kayılar, batıya yönelerek Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile aldılar. Anadolu Selçuklu hükümdarının Osman Bey'e sancak gönderdiği 1299 yılı kuruluş yılı olarak kabul edilir. 13. yüzyıl'da Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı. 14. yüzyıl başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı. Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-Sakarya-Söğüt dolaylarındaki Osmanoğulları Beyliği idi. Osmanoğulları Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Doğu Roma İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türk Beyliği idi. Osmanoğulları Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi. Bu yüzden Osmanoğulları Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini görüyordu. Osmanlı Devletinin yanında bir çok boy da orada idi bunlara : uç beylikleri denir. Osmanlı Devleti daha sonradan büyüyerek Avrupa yakasına geçti buradan Doğu Roma'yı alarak Avrupa'ya yayıldı. Kuruluş (1299 - 1453) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Bir Türk zincir zırhıOsman Bey; Karacahisar,Bilecik,Yarhisar ve Mudurnu'yu almıştır. Beyliğe adını veren Osman Bey'dir. Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak akınlarda bulunurken, bu beyliğin Doğu Romayla anlaşması üzerine, bölgede Doğu Roma üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler. Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu. Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Doğu Roma kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanoğulları Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanoğulları Beyliği'nin gelişmesi hızlandı. Para bastırarak Osmanoğulları Beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi. Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Doğu Roma kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti. Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Doğu Roma İmparatoru III. Andronikos'un bulunduğu bir Doğu Roma ordusu Pelekanon(Maltepe) denilen yerde bozguna uğratıldı (1329). Osman Bey döneminde, Osmanoğulları Beyliği yalnız Doğu Roma topraklarında genişlemişti. Orhan Bey döneminde ise komşu Türk Beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular. Osmanlılar Rumeli'ye Doğu Roma İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar. Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Orhan Bey'in yerine oğlu I. Murat (1362 - 1389) geçti. Doğu Roma o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi. Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Doğu Roma Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk Osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanoğulları Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Yine Orhan Gazi zamanında, 6 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı. I. Murat Hüdavendigar Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Doğu Roma - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu. Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu. Yine 1.Murat döneminde Osmanoğulları Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80.000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu. I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçer. Yıldırım Bayezit döneminde, Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı. Ancak Osmanlı'nın bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timuru korkuttu. Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirîli hükümdarının Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi. O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı. Yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı. Timur, Devleti Bayezid'in oğulları İsa, Musa, Mehmet ve Süleyman çelebiler arsında paylaştırdı ve Anadolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu. Yıldırım'ın oğlu Mustafa Çelebi'yi de beraberinde Semerkant'a götürdü.( Mustafa çelebi daha sonra 1. Mehmet (Mehmet Çelebi) devrinde ülkesine döndü ve hükümdarlık iddiasında bulundu. Selanik dolaylarında kuvvet toplayan mustafa çelebi Mehmet Çelebiye yenilerek Doğu Roma'ya sığındı -Düzmece Mustafa olayı-. Doğu Roma'nın elinden bir müddet sonra kurtulan Mustafa çelebi II. Murat zamanında tekrar isyan çıkarmışsa da II. Murat onu Edirne'de yakalayarak idam ettirdi 1422). Bu arada Akşehirde bulunan Yıldırım Bayezid üzüntüsünden öldü (1422). "Fetret Devri" adı verilen bu dönemde Mehmet Çelebi kardeşlerini yenerek 1413 yılında tahta çıktı. Çelebi Mehmet, anadolu türk birliğini bir ölçüde yeniden sağladı ve devleti eski gücüne kavuşturdu.Bu dönemde Venediklilerle yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı.1421'de yerine oğlu Sultan II. Murat padişah oldu. Yükselme (1453 - 1579) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi Fatih Sultan Mehmet'in Bellini tarafından yapılmış portresi Osmanlı Devleti'nin büyümesi(1299-1683)II. Mehmed, 1453'te kuşattığı İstanbul'u 29 Mayıs 1453'te zaptetti ve devletine başkent yaptı. Ardından, Doğu Roma tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hânedanlara karşı harekete geçti. Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesinin ortadan kaldırdı. Sırbistan, Bosna ve Hersek'i ilhâk etti (1459). Balkanlar'da genişleme Osmanlı Devleti'ni Tuna üzerinde Macaristan'la; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizi'nde Venedik'le karşı karşıya getirdi. Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılar'a bırakmayı ve elde ettiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10.000 altın ödemeyi kabul etti. Bu savaş sürerken II. Mehmed, Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan'ı Otlukbeli'nde ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Osmanlı Devleti Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Mısır Memlûkları ile sınırdaş oldu. Gedik Ahmet Paşa'nın 1475'te kuzey Karadeniz'e yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudak'ın fethi ve Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı. Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyâsi ve iktisâdi tam bir egemenlik kurdu. II. Mehmed'in güney İtalya'nın fethiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu aldı ve İtalya içlerinde harekâta başladı. Ama II.Mehmet'in 49 yaşındaki ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu. Ana madde: İstanbul'un Fethi II. Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cem'i yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyeleri'ne sığınmak zorunda kaldı. 1484'teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devleti'ne katıldı. Cem'i ve Karamanoğulları'nın kalıntılarını destekleyen Memlûklar'la savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı. Venedik'le savaş (1499 - 1503), Devlete Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı. Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti. Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerledi. Bundan sonra I. Selim, Memlükler'a karşı harekete geçti. Ateşli silahlardaki üstünlüğü sayesinde kazandığı Mercidâbık (1516) ve Ridâniye (1517) savaşları, Osmanlı Devleti'ne Suriye, Filistin ve Mısır'ı kazandırdı. Hicaz, Osmanlı egemenliğine girdi. Böylece Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuştu ve İslam dünyasının önderliğini tartışmasız biçimde ele geçirdi. Bu arada I. Selim, halife ünvânı aldı ve bu unvan kendisinden sonra gelen Osmanlı padişahları tarafından da kullanıldı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde devlet en güçlü ve şaşalı dönemini yaşamıştır.46 yıllık hükümdarlığında devlet doğal sınırlarına ulaşmış ve tam anlamıyla günümüzde süper güç tabir edilen konuma ulaşmıştır.Öyle ki dönemin en güçlü ülkelerinden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile yapılan bir antlaşmada Osmanlı Vezir-i azamı ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu hükümdarı denk kabul edilmiştir. Yani Osmanlı nın 2.adamı ancak diğer ülkeleri muhattap alacak seviyededir. Duraklama (1579 - 1699) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi Osmanlı'da duraklama dönemi Sokullu Mehmet Paşa'nın ölmesiyle başlamıştır. Deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Özellikle yeniçeriler artık padişaha karşı gelmekteydi. Yeniçerilerdeki 'Ocak, devlet içindir.' anlayışı yerine 'Devlet, ocak içindir.' anlayışı gelişmiştir. Avusturya ve İran seferleri sonucu oluşan ekonomik sıkıntılar, tımar sisteminin bozulması ve nüfus artışının yarattığı sosyal hayattaki sıkıntılar ve çağın gerisinde kalınması ile eğitim alanındaki bozulmalar sonucu devlet duraklama dönemine girmiştir. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşisi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır. Celali ayaklanmaları, Osmanlı toprak düzenini büyük ölçüde değiştirmiş, ağır vergiler yüzünden ya da “Büyük Kaçgun” sırasında yerlerinden olan çiftçilerin toprakları mültezimlerin ya da yerel yöneticilerin eline geçmiştir. Vergiler yüzünden borca giren köylüler, işledikleri toprakları sonunda tefecilere kaptırdılar. Osmanlı toprak düzeninin belkemiği olan tımar sistemi bozuldu. Büyük nüfus hareketleri ortaya çıktı ve kentlere büyük göçler oldu. Tarımsal üretim geriledi ve kıtlık tarım ürünleri fiyatlarının yükselmesine yol açtı. On binlerce insan yaşamını yitirdi ve pek çok yerleşim yeri yıkıma uğradı. Osmanlıda eğitim(ilmiye)nin bozulması da Osmanlıyı geriletmiştir. Avrupadaki gelişmeleri (Reform,Rönesans) Osmanlı'nın takip etmemesi Osmanlı için bir dezavantaj olmuştur. NOT:Osmanlı Devleti'nin eğitim sisteminin bozulmasının nedeni Beşik Ulemalığı denilen sistemin ortaya çıkmış olmasıdır.Bu sisteme göre müderrislerin(Öğretmen) yeni doğan çocukları doğduğu andan itibaren medrese(Eğitim yuvası) öğretmeni sayılıyordu. Gerileme (1699 - 1792) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir. Bu dönemde Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır. Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır. 26 Ocak 1699 tarihinde Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Kutsal ittifak Savaşları'nı bitirmiştir. Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlamıştır. Papa tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı Almanya İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü, Polonya Krallığı, Rusya Çarlığı, Malta Sen Jean Şövalyeleri Tarikati ve Venediklilerden(İtalyan) oluşan bir ittifak ile uzun süren savaşlar sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti, Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmıştır. Karlofça Antlaşması Lale Devri 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Küçük Kaynarca Antlaşması Nizam-ı Cedid Dağılma (1792 - 1922) [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi Sultanahmet Meydanı'nda halk yürüyüşü II. Abdülhamit döneminde basılmış Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu'daki topraklarını gösteren harita (1893)Bu dönem 1792 Yaş Antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden dönemdir. Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır. Osmanlı Avrupa'da çıkan isyanlar ve uzun süren Rus savaşları ile iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik çalışmalar yapılmış isede pek başarılı olunamamıştır. Ayastefanos Antlaşması Berlin Antlaşması Sırp İsyanı(1804) 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması Yunan İsyanı 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması Mehmet Ali Paşa isyanı Tanzimat Fermanı(1839) Kırım Savaşı(1853-1856) 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) Dömeke savaşı (1897 Osmanlı Rus savaşı) Trablusgarp Savaşı (1911-1912) Balkan Savaşları (1912-1913) I. Dünya Savaşı (1914-1918) Çanakkale Savaşları (1915-1916) Saltanatın Kaldırılması (1921) Lozan Barış Antlaşması Devlet Örgütü [değiştir]Ana madde: Osmanlı Devlet Teşkilatı Fatih, Osmanlı ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı. Yönetim, maliye ve hukuk alanında koyduğu kuralları içeren Fatih Kanunnamesi, sonraki dönemde de yürürlükte kaldı. Bu kanunname, tahta çıkan padişaha devletin geleceği için kardeşlerini öldürme hakkı veriyordu. Fatih’in Osmanlı Devleti düzenine ilişkin temel ilkelerin pek çoğu, Tanzimat dönemine kadar geçerliliğini korudu. Saltanat Makamı [değiştir]Ana madde: Osmanlı padişahları Ayrıca Bakınız: Osmanlı Hanedanı soy ağacı Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır. Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı. Türk tarihi Ön Türk[ Göster ] Ön Türkler Tengricilik Bozkır İmparatorluğu Geleneği Bozkır İmparatorlukları[ Göster ] Göçebe Hiung-nu Batı • Kuzey • Güney Cücenler Akhunlar Göktürk Kağanlığı Doğu • Batı • İkinci Uygur Kağanlığı Türgişler • Karluklar • Kırgızlar Yerleşik Beş Barbar Onaltı Krallık Han Çov • Hou Çov • Vey • Hya Kansu Uygur Krallığı Karahoca Uygur Krallığı Karahanlılar • Doğu Karahanlılar • Batı Karahanlılar Beş Hanedan On Krallık Şatuolar Hou Tang • Hou Jin Ural'ın Batısı Avar Kağanlığı Hazar Kağanlığı Peçenekler İdil Bulgarlar Memlûklar / Türkmenler[ Göster ] Hindistan Gazneliler Delhi Sultanlığı Mısır Eyyubiler Memlûk Sultanlığı İran Karakoyunlular Akkoyunlular Safevi Hanedanı Afşar Hanedanı Kaçar Hanedanı Moğolların Mirasçıları[ Göster ] Cuci'nin Ulusundan Doğan Ülkeler Altın Orda Toka Temür Sülalesi Kırım Hanlığı Kazan Hanlığı Kasım Hanlığı Astrahan Hanlığı Kazak Hanlığı Nogay Orda Şiban Şülalesi Sibir Hanlığı Şeybani Hanlığı Buhara Hanlığı Hive Hanlığı Kokand Hanlığı Buhara Emirliği Çağatay'ın Ulusundan Doğan Ülkeler Doğu Çağatay Hanlığı Yarkand Hanlığı Timur İmparatorluğu Babür İmparatorluğu Anadolu - Rumeli[ Göster ] Selçuklular Büyük Selçuklu Irak Selçuklu Kirman Selçuklu Anadolu Selçuklu Beylikler İzmir Çaka Beyliği (1081 - 1098) Dilmaçoğulları Beyliği (1085 - 1192) Danişmendliler Beyliği (1092 - 1178) Saltuklu Beyliği (1092 - 1202) Ahlatşahlar Beyliği (1100 - 1207) Artuklu Beyliği (1102 - 1408) İnaloğulları Beyliği (1098 - 1183) Mengüçlü Beyliği (1072 - 1277) Erbil Beyliği (1146 - 1232) Çubukoğulları Beyliği (1085 - 1092) Atabeylikler Zengiler İldenizliler Böriler Anadolu Beylikleri Osmanlı İmparatorluğu (1299 - 1922) Taşanoğulları Beyliği (1350 - 1398) Çobanoğulları Beyliği (1227 - 1309) Karamanoğulları Beyliği (1256 - 1483) İnançoğulları Beyliği (1261 - 1368) Sâhipataoğulları Beyliği (1275 - 1342) Pervaneoğulları Beyliği (1277 - 1322) Menteşeoğulları Beyliği (1280 - 1424) Candaroğulları Beyliği (1299 - 1462) Karesioğulları Beyliği (1297 - 1360) Germiyanoğulları Beyliği (1300 - 1423) Hamitoğulları Beyliği (1301 - 1423) Saruhanoğulları Beyliği (1302 - 1410) Tacettinoğulları Beyliği (1303 - 1415) Aydınoğulları Beyliği (1308 - 1426) Tekeoğulları Beyliği (1321 - 1390) Dulkadiroğulları Beyliği (1339 - 1521) Ramazanoğulları Beyliği (1325 - 1608) Kadı Burhaneddin Devleti (1381 - 1398) Eşrefoğulları Beyliği (1300 - 1326) Türk Cumhuriyetleri[ Göster ] Cumhuriyetler Azerbaycan Cumhuriyeti Kazakistan Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Özbekistan Cumhuriyeti Kırgızistan Cumhuriyeti Türkiye Cumhuriyeti Türkmenistan Cumhuriyeti Tarihi Türk Devletlerin Tam Listesi İçin.. Tarihî ve çağdaş Türk devletleri Türk tarihi literatürü g • t • d Divan-ı Humayun [değiştir]Osmanlı Devleti kurulduğunda bir divan vardı ve belli başlı uyeleri bulunmaktaydı. Bunlar; Padişah,Vezir-i Azam, Rumeli ve Anadolu Kazasker'leri, Defterdar, Şeyhülislam,Kaptan-ı Derya, Nişancı Fatih Sultan Mehmet'ten sonra Vezir-i Azamların görüşlerini daha rahat söylemesi için padişahlar arka tarafa bir bölümde izlemiş toplantılara Vezir-i Azam başkanlık yapmıştır. Divan-ı Humayun Üyeleri [değiştir]Vezir-i Azam:Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı.Bugünkü başbakandır. Vezir:Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı. Kazasker: Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı. Defterdar:Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli'deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü. Nişancı:Tapu,kadastro,fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü. Şeyhülislam:Devlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi. Kaptan-ı Derya:Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul'dayken Divan toplantılarına katılırdı. Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar(bakanlıklar)kuruldu. Yerel Yönetimler [değiştir]Osmanlı Devleti yönetim birimleri bakımından büyükten küçüğe aşağıdaki gibidir. Yönetim Birimleri Kaza (Eyalet) Sancak (İl) Nahiye (Bucak) Kasaba Köy Yönetenler Kazayı Beylerbeyi Sancağı Sancakbeyi yönetmekteydi. Din [değiştir]Osmanlı Devleti'nde İslamiyet baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı. Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu. Halifelik [değiştir]Ana madde: Hilafet Hilafet veya Halifelik, İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına ve yönetime verilen isimdir. Halife ise Hilafet makamındaki kişiye denir. İslamiyet Peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra makam bir süre daha bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok İslami bir toplumu veya İslam Devleti'ni vurgulamak için kullanılan bir terim olmuştur. Halifelik daha çok müslümanların Sünnî kanadının temsilcisi olarak kabul görmüştür. Şiî kanadı büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife'yi kabul etmemişlerdir. Halifeliği Şiî'likteki ya da Alevilik'teki İmamet'ten farklı kabul etmek gerekir. İmamet teokratik bir özellik taşımasına rağmen, Halifelik teokratik bir özellik taşımamıştır. Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet'in biat'ı ile devralmışlar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürütmüşlerdir. Bu anlamıyla teokratik olmaktan öte dünyevîdir. Halife, ilk zamanlarda İslam toplumunda ilerigelenlerin seçimiyle başa geldiği halde, Emevi ailesine geçmesinin ardından saltanat şeklini almıştır. Abbasi Hanedanı'ndan gelen halifelerin 10. yüzyılda zayıflamasına kadar devlet başkanı görevini yürüten halife, bu dönemde siyasi gücün yerel hükümdarların eline geçmesinin ardından sadece ruhani önder veya İslami toplulukların onursal lideri haline gelmiştir. Abbasiler döneminde Bağdat'ta yaşayan halife, Moğolların 1258 yılında Bağdat'ı yağmalamaları sonucunda Mısır'a Memluk himayesine kaçmış, 16. yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim'in Memluklar'a son vermesiyle birlikte İstanbul'a taşınmıştır. Daha sonra Osmanlı Hanedanı'na geçen halifelik, 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırılmıştır. Osmanlı'da misyonerlik [değiştir]Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik 1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir. Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır. Ordu [değiştir]Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur. Osmanlı Devleti Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır. Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler. Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu. Kara Kuvvetleri Ordusu [değiştir]Ana madde: Osmanlı Ordusu Topcu armaYaya ve müsellemlerin temelini attığı ordu teşkilatı zamanla kuvvet ve sınıflara ayrılmıştır. Osmanlı ordusu başlıca 3 ana kuvvetten oluşmaktadır. Bunlar; Kapıkulu Ocağı, Eyalet Askerleri, Akıncılardır. Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuluyordu. Donanma [değiştir]Ana madde: Osmanlı Donanması Bir minyatürde Osmanlı kadırgası.‎ Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır. Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti. Bu yıllarda Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir. Ayrıca daha sonralardan donanmamıza kadırga isimli gemiler girdi. Kadırga hem küreği hem de yelkeni olan gemidir. Hava Kuvvetleri [değiştir]Ana madde: Osmanlı Hava Kuvvetleri Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından temelleri atılan Osmanlı Hava Kuvvetleri, 1911 yılında Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği 2. Şubesi bünyesinde Havacılık Komisyonu adıyla faaliyete geçirilmiştir. Havacılık Komisyonu'nun temellerini Fransa’dan satın alınan biri 25 Beygirlik, biri de 50 Beygirlik iki uçak oluşturmuştur. Hunların büyük kısmı, Volga’dan batıya geçerken, onlardan bir kısmı olduğu ileri sürülen Ak Hunlar, 4. yüzyılda Batı Türkistan’a göçerek, burada Ak Hun devletini kurmuşlardı. Ak Hunlar, 441 senesinde Semerkand, Buhara ve Belh çevresini ele geçirerek, İran Sâsânî Devletiyle komşu oldular. Bir süre sonra Horasan’a sefer düzenleyen Türkler, Sâsânî hükümdarı Şehinşah Firûz’u mağlup ettiler. Ak Hunlar, bu parlak zaferden sonra tam bir asır Türkistan ve Afganistan’ın kudretli hakimi olarak hüküm sürdüler. 6. Asrın başlarında Ak Hunlar, ülkelerini Göktürklere bırakmak zorunda kalarak, onların tâbiiyeti altına girdiler. M.S. 3. yüzyıl başlarında, Türklerin Tabgaç Hanedanı, Kuzey Çin’de güçlü bir siyasî teşekkül meydana getirerek, Asya Hunlarının yerini aldı. Tabgaç hakimiyeti, hükümdar Kuei zamanında (385-409) Pekin’e kadar uzandı. Bu durum, Tabgaçların Çin’le çok fazla yakınlık kurmalarına ve onların hayatlarına alışmalarına yol açtı. O kadar ki, bazı Tabgaç yabguları, Çinlilere hayranlıkları yüzünden kendi halklarını ve kültürlerini hor gördüler. Bu durum, Tabgaçların, Çin kültürü ve Çin kalabalığı içinde eriyip gitmelerine sebep oldu. Onların yerine 4. asrın sonunda, iktidar, Avar hanedanının eline geçti. Avar Türkleri, önceleri Hun ve Tabgaç hanedanlarının hakimiyeti altında yaşıyorlardı. Tabgaç iktidarının zayıflamasıyla Orta Asya hakimiyetini ele geçiren Avar Hanedanı, 4. yüzyıl sonundan 6. yüzyıl ortasına kadar devam etti. Avar kağanları hem doğuda, hem batıda fetihler yapmışlar, esas olarak Çin’le uğraşmışlardır. Avar Devleti, Onabay Kağan zamanında Göktürklerin isyanı üzerine yıkıldı (552). Göktürkler karşısında uğranılan başarısızlık üzerine, Avar kitleleri batıya doğru çekildiler. 558 yılında, Sabarlar’ın hakimiyetini yıkıp, Kafkaslara doğru ilerlediler. Buradaki İranlı Alanları egemenlikleri altına aldıktan sonra, Bizans’a elçi gönderek yıllık vergi ve kendilerinin yerleşebilecekleri arazi istediler. Bu arada Dalmaçya’da ve Balkanlar’da geniş çaplı bir fetih hareketine giriştiler. Bizans İmparatoru, Avar akınını durdurmak maksadıyla, Aşağı Tuna havzasında, başta Antlar olmak üzere, bazı Slav ülkelerinde bir set kurmaya çalıştı. Fakat 562′de bu engeli rahatlıkla aşan Avarlar, Bizans’la sınırdaş oldular. Avrupa içlerine büyük akınlarda bulundular. Bizans İmparatorunun vergi ödememesi üzerine Orta Karpatlara girdiler. 568′de, bugünkü Macaristan’ı tamamen hakimiyetleri altına aldılar. Böylece Orta Avrupa’da büyük Avar İmparatorluğu kuruldu. Devletin sınırları, Elbe Vadisi ve Alp Dağlarından Don Nehrine kadar uzanıyordu. Avar Hakanlığının ikiyüz yıl kadar süren hakimiyeti devrinde en mühüm askerî teşebbüsleri, İstanbul’u kuşatmalarıdır. 619 ve 626 yıllarında iki defa olmak üzere, Sâsânîlerle ortak yapılan bu kuşatmalar çok şiddetli geçti. Surlar önünde çarpışmalar günlerce sürdü. Ancak Avar ordusu kuşatmadan, donanması olmadığı için bir sonuç alamadı. Güç şartlar altında çekilmek zorunda kaldı. Avarların, Bizans başşehrinde büyük heyecan uyandıran özellikle ikinci harekâtı, tarihî birtakım hatıralar da bıraktı. Avarların çekildiği gün, Bizans’ta bayram ilan edildi ve kiliselerde âyinler asırlarca devam etti. Diğer taraftan İstanbul kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlanması, Avar Hakanlığının itibarını sarstı. Tâbi kavimler başkaldırmaya ve dağılmaya başladılar. Uzun mücadeleler neticesinde, Balkanlar Bulgaralara, Tuna-Sava bölgesi Hırvat-Sloven gibi Slav kabilelerine, Bohemya sahası da Çeklerin atalarına terkedildi. Zayıflayıp küçülmesine rağmen Avar Hakanlığı, yaklaşık 170 yıl daha varlığını korudu. Fakat, 791′den itibaren Frank İmparatorluğunun amansız hücumları sonunda tamamen ortadan kalktı(805). Parçalanan Avar grupları, Doğu Macaristan ve Balkanlara dağılıp kısa zamanda Hıristiyanlaşarak ve dillerini unutarak, yerli halk içinde eridi. Türk sözünü ilk defa resmî devlet adı olarak kullanan ve onu bütün bir millete ad olarak vermek şerefini kazanan Göktürk Kağanlığı, Doğu Sibirya’daki Yakut Türkleriyle batıdaki Ogur (Bulgar) Türklerinin bir bölümü dışındaki Türk asıllı bütün kütleleri, kendi idarelerinde birleştirdiler. Göktürklerin tarih sahnesine çıktıkları sıralarda, Altay Dağlarının doğu eteklerinde, toplu bir halde, geleneksel sanatları olan demircilikle uğraştıkları ve Juan-Juan Devletine silah imal ettikleri bilinmektedir. 552′de Juan-Juan Devletinin çökmesi üzerine Göktürklerin boy beyi Uluç Yabgu’nun oğulları Bumin ve İstemi Kağanlar, Ötüken merkez olmak üzere devleti kurdular. Avar Kağanlığını yıktılar. Bumin Kağan, devletin doğu bölgesine, İstemi Kağan da batı bölgesine hükümdar oldu. Doğu Göktürkler, siyasî bakımdan hep Çin’le karşı karşıya geldiler. Çin’le sık sık savaşlar yapılıyor, arada uzun sürmeyen barış dönemleri geliyordu. Doğu Göktürk Devletinin başına Bumin Kağan’dan sonra sırasıyla, İstemi Kağan, Kara Kağan, Mukan Kağan, Tapo Kağan, İşbara Kağan, Çur Bağa Kağan, Tulan Kağan, Bilge Tardu Kağan, Türe Kağan, Şipi Kağan, Çuluk Kağan ve Kara Kağan geçti. Bu Göktürk kağanları da önceki Türk hükümdarları gibi, Çinli prenseslerle evleniyorlardı. Çinliler ise zaman zaman gönderdikleri elçilerle, zaman zaman da bu Çinli hatunlar sayesinde Göktürk ülkesinde siyasî karışıklıklar ve parçalanmalar meydana getirebiliyordu. Nitekim Çinli İçing Hatunla evlenen Kara Kağan, onun etkisinde kalarak Çin’e savaş açtı (630). Yapılan savaşlardan birinde Kara Kağan esir düştü ve Türkler, Çin hakimiyetini tanımak zorunda kaldılar. Göktürklerin en buhranlı zamanında açılan bu savaş, Kara kağan ve onbinlerce Türkün esareti ve devletin yıkılmasıyla sonuçlandı. 582′de Doğu Göktürk Hakanlığı’ndan kesin olarak ayrılan; Ötüken, Batı Moğolistan, Aral Gölü havalisi, Kaşgar, Mâverâünnehir ve Merv’e kadar Horasan sahaları üzerinde hakim bulunan Batı Göktürk Hakanlığı’nın hakimiyeti de uzun sürmedi. Tardu Kağan’dan sonra ülke, şehzadeler arasında taht kavgalarına sahne oldu. Nihayet 630 yılı, Doğu Göktürklerinin olduğu gibi Batı Göktürklerinin de Çin hakimiyeti altına girdiği bir devir oldu. 630-680 yılları arasındaki 50 yıllık zaman, Göktürklerin bağımsızlıklarını kaybettikleri bir mâtem devresi oldu. Her ne kadar Orta Asya’da Türkler varlıklarını, dil, inanç ve geleneklerini korumuşlarsa da, müstakil bir devletten mahrumiyet, Göktürkler için haysiyet kırıcı bir ıstırap kaynağıydı. Kitabelerden anlaşıldığına göre, Göktürkleri bu felâkete düşüren sebepler, üç noktada toplanmaktadır: 1. Sonra gelen devlet adamlarının kötü idaresi. “Kağan bilge imiş, cesur imiş; buyrukları bilge imiş, cesur imiş. Beyleri de kavmi de iyi imiş, böylece ülkeyi tutup töreye göre tanzim etmişler. Sonra kardeşler, oğullar kağan olmuş, küçük kardeş büyük kardeş gibi olmadığı, oğul babası gibi olmadığı için, bilgisiz kağanlar tahta oturmuşlar, buyrukları da bilgisiz, fena imiş… Türk beyler, Türk adını atmışlar, Çin beylerinin adını almışlar. Çin hakanına boyun eğmişler, elli yıl işlerini güçlerini ona vermişler.” 2. Türk kavminin yanlış tutum ve davranışı. “Türk budunu… Sen aç olduğun zaman tokluğunu düşünemezsin, tok olduğun zaman açlık nedir bilmezsin. Bu sebeple hakanın iyi sözlerine kulak vermedin, yurdundan ayrıldın, harap, bitkin düştün. Müstakil hanlığına karşı kendin yanıldın. Doğuya gittin, batıya gittin, kutlu yurt Ötüken’i terk ederek gittiğin yerlerde ne yaptın? Su gibi kan akıttın. Kemiklerin dağlar gibi yığıldı. Türk budunu, kendi hakanını bıraktı, hüküm altına girdi. Hüküm altına giren Türk budunu öldü, mahvoldu.” 3. Çinlilerin bölücü ve yıkıcı propagandası. “Çin kavminin sözü tatlı, hediyesi güzel imiş. Tatlı sözü, güzel hediyesi, uzak kavimleri yaklaştırır imiş. Sonra da fesat bilgisini orada yayarmış. İyi, bilge kişiyi yürütmez imiş. Onun tatlı sözüne, güzel hediyesine kapılan çok Türk kavmi öldü.” Millet, kendisine de şöyle sesleniyordu: “Ülkeli bir kavim idim, şimdi ülkem nerede? Hakanlı bir kavim idim, hakanım nerede?” Bu düşünceler içindeki Türk prensleri, zaman zaman ihtilâl girişimlerinde bulundularsa da, hepsi kanlı bir biçimde bastırıldı. Bu hareketler arasında en hayret verici olanı, 639 yılında Kürşad’ın ihtilâl teşebbüsüdür. T’ang imparatorunun saray muhafız kıtası subaylarından olan Göktürk prensi Kürşad, Türk devletini diriltmek için, 39 arkadaşı ile gizlice anlaştı. Bazı geceler şehirde dolaşmaya çıkan imparator, yakalanarak kaçırılacaktı. Fakat plânın tatbik edileceği gece ansızın patlayan fırtına yüzünden, İmparator saraydan çıkmadı. Kararın geciktirilmesini mahzurlu gören Kürşad ve arkadaşları bu defa doğruca saraya yürüdüler. 40 Türk, sarayı ele geçirip, başkente hakim olmayı düşünüyorlardı. Yüzlerce muhafız telef edildiyse de, dışarıdan sevkedilen orduyla başa çıkılamadı. Bunun üzerine saray ahırlarından seçme atları alarak Vey Irmağına doğru çekildiler. Ancak, fırtına ve sel, köprüleri de yıkıp götürmüştü. Irmak kenarında Çin ordusuyla savaşa tutuşan Kürşad ve arkadaşları, birer birer ecel şerbetini içerek bu dünyadan göçtüler. Kürşad liderliğindeki kırk yiğit, başarısız kaldılarsa da, Türk milletinin kalbindeki sönmez istiklâl ateşini tutuşturdular. Onlardan sonra bu ateşle yanan Türkler, her fırsatta baş kaldırdılar. Birkaç kez daha başarısız ihtilâl girişiminden sonra, nihayet 682 yılında Kutlug Şad, etrafına topladığı Türklerle bağımsızlığını ilân etti. Dağılmış boyları bir araya topladı. Bu sebeple İlteriş unvanını aldı. Çinli bir prensesle değil, bir Türk kızıyla evlendi. Bilge Han ve Kültigin adında iki oğlu oldu. Kutlug ölünce yerine kardeşi Kapagan Han kağan oldu. Yirmiiki yıl saltanat süren Kapagan Kağan’ın ölümünden sonra ülke karışıklıklar içinde kaldı. Bunun üzerine İlteriş Kutlug Kağan’ın oğulları Bilge Han ve Kültigin birleşerek idareyi ele aldılar. Bilge Han kağan, Kültigin ise ordu kumandanı oldu. Böylece Türk tarihinde ilk defa iki kardeş, devlet idaresinde birlikte hareket etmiş ve hiçbir kıskançlık duymadan birbirlerine yardım etmiş oluyorlardı. Bilge Kağan ile Kültigin, iç ve dış bütün tehlike ve tehditleri ortadan kaldırdılar. Başkaldıran herkese boyun eğdirdiler. Ülkenin, milletin ve devletin birliği sağlandı. Göktürkler devrinin en önemli eseri, Orhun Âbideleri’dir. Göktürk yazısı ile yazılan üç âbide, 725-735 yılları arasında diktirilmiştir. Burada Bilge Kağan ile kardeşi başkumandan Kültigin’in ve Bilge Kağan’ın kayınpederi olan Vezir Bilge Tonyukuk’un, bir ara Çin esaretine düşen Türk devletini yeniden kalkındırmak için gösterdikleri gayretler anlatılır ve gelecek Türk nesillerinin bu tecrübelerden faydalanmaları istenir. Ayrıca istiklâl fikri verilir. 745′te Göktürklerin yıkılması üzerine, Uygur hanedanı, büyük Türk Hakanlığı tahtına geçti. Uygurlar devrinde, Türkistan tamamen Türkleşti ve İranlı unsurlar, dillerini bırakarak eridi. Bir kısmı da batıya çekildi. 840′ta kuzeyden gelen Kırgızlar, Uygurları bugünkü Moğolistan’dan sürünce, Doğu Türkistan’a yerleştiler. İlk Uygur hakanı olan Kutluk Bilge Kül Kağan, atalarının inancındaydı. Uygurlar devrinde Türklük, bir din arayışına girdi. Aralarında Manihaizm, Budizm, hattâ Hıristiyanlık yayıldı. Bu devirde Türkler, yerleşik medeniyete geçerek, Doğu Türkistan’da pek çok şehir kurdular ve kurulu şehirleri genişlettiler. Uygur alfabesiyle binlerce eser tercüme edildi. Kâğıt ve matbaa kullandıkları için, bazı kitapları günümüze kadar ulaşan Uygurlar, bugünkü Moğolistan’ı kaybettikten sonra, imparatorluk olmaktan çıktılar. Türkistan ve Kansu’da yaşayan bir Türk hânedanıyken, 840′ta Karahanlı hakimiyetine girdiler. 468′den 965′e kadar, diğer bir Türk kavmi olan Hazarlar, Kuzey Karadeniz ve Kafkasya’da, kudretli, yüksek kültrülü bir hakanlık kurdular. Bir kısmı Müslüman olan Hazarların kağan denilen hakanları, daha çok Musevî dinine girdiler ve bu dine giren yegâne Türk kitlesini teşkil ettiler. Diğer taraftan, Avarlar’dan sonra 10. asırda Peçenekler, Balkanlar ve Karadeniz’in kuzeyinde güçlü bir devlet kurdular. Peçenekleri takiben, Uzlar ve Kıpçaklar Avrupa’ya yerleşerek, Balkanlar’da bir müddet hakimiyet sürdükten sonra, Hıristiyan olup Slavlaşarak, Türklüklerini kaybettiler.
OSMANLI TARIHI KRONOLOJISI

OSMANLI TARIHI KRONOLOJISI

1299-1924

 
1299-1300  

 

Osmanlı tarihinin başlaması

 

1299

 

İlk müzik olayı (Selçuklu sultanınca Osman Bey'e Beylik alameti olarak gönderilen tabl-u alem (davul ve sancak)

 

1302

 

Osman Gazi'nin Koyunhisarı Zaferi

 

1302

 

III. Alaeddin Keykubad'ın ölümü

 

1312

 

Mevlevilik tarikatını kuran Sultan Veled'in ölümü

 

1317

 

Gülşehri'nin, kendisinden sonraki tercümelere öncülük eden Mantıku't-tayr'ı Ferideddin el-Attar'ın aynı adlı eserini tercüme etmesi

 

1320

 

Türk edebiyatında bilinen ilk divana sahip Yunus Emre'nin ölümü

 

1324

 

Orhan Gazi'nin tahta geçişi

 

1326

 

Bursa'nın fethi

 

1330

 

Aşık Paşa'nın Garib-name'yi telif tarihi

 

1331

 

İznik'in fethi

 

1331

 

İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması

 

1334

 

Karesi Beyliği'nin ilhakı

 

1337

 

Kocaeli bölgesinin alınışı

 

1346

 

Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı

 

1349-1352

 

Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpi Kalesinin üs olarak alınışı

 

1350

 

Davud B. Mahmud el-Kayseri'nin ölümü

 

1352

 

Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri

 

1354

 

Gelibolu'nun fethi

 

1361

 

İlk müzikli spor gösterisi (Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri)

 

1362

 

Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı

 

1362

 

Kadıaskerliğin teşkili

 

1363

 

Pençik Kanununun çıkışı

 

1366

 

Gelibolu'nun elden çıkışı

 

1371

 

Çirmen Zaferi

 

1376

 

Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü

 

1377

 

Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi

 

1385-1386

 

Niş ve Sofya'nın alınışı

 

1388

 

Ploşnik bozgunu ve Balkan ittifakının teşekkülü

 

1389

 

I. Kosova Zaferi

 

1389

 

I. Murat'ın şehadeti, Yıldırım Bayezid'in tahta cülusu

 

1390

 

Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı

 

1390

 

Karaman Seferi, Konya'nın muhasarası

 

1390

 

Gelibolu tersanesi'nin inşası

 

1391

 

İstanbul'un ilk muhasarası

 

1393

 

Mahkeme Rüsumunun ilk ihdası

 

1396

 

Niğbolu Zaferi

 

1397-1398

 

Akçay Zaferi ve Karaman ülkesinin Osmanlı hakimiyetini kabulü

 

1398

 

Kadı Burhaneddin'in ölümü.

 

1398

 

Karadeniz beyliklerinin ilhakı

 

1400

 

İlk musiki nazariyatı eseri (Kırşehirli Yusuf B. Nizameddin'in Kitabu'l Edvar'ı)

 

1400

 

Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi

 

1402

 

Ankara bozgunu ve Yıldırım Bayezid'in esareti

 

1402-1413

 

Fetret Devri, iç karışıklıklar

 

1409

 

Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı; İlk besteli dini eser (Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i)

 

1411

 

Çelebi Mehmed'in tahta çıkışı

 

1413

 

I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu

 

1413

 

(Celaleddin Hızır) Hacı Paşa'nın ölümü

 

1416

 

Osmanlı-Venedik Deniz Muhaberesi ve Sulhü, Şeyh Bedreddin isyanı

 

1416

 

Macar Seferi

 

1417

 

Avlonya'nın fethi

 

1418

 

Makam teriminin ilk kullanılışı (A. Meragi'nin Makasıdu'l-elhan'ında)

 

1418-1420

 

Samsun bölgesinin zaptı

 

1419-1424

 

Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Külliye'nin yaptırılması

 

1421

 

Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın cülusu

 

1421-1451

 

İlk resmi musiki çevresi (II. Murad Sarayı)

 

1422

 

Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı

 

1425

 

Molla Fenarı'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini

 

1425-1426

 

İzmir Beyi Cüneyd'in idamı

 

1425-1426

 

Teke Beyliği'nin intikali

 

1427-1428

 

Germiyan Beyliği'nin intikali

 

1429

 

Manyasoğlu Murad tarafından Türk edebiyatında Seyf Serayi'den sonra Anadolu Türk edebiyatı sahasında ilk Gülistan tercümesinin yapılışı

 

1429

 

Şeyh Hamdullah'ın Amasya'da doğuşu

 

1430

 

İlk iki Türkçe musiki kitabı (Hızır B. Abdullah'ın Edvar'ı ve Bedr-ı Dilşad'ın Muradname'sindeki musiki bölümü)

 

1430

 

Selanik'in fethi

 

1430-1431

 

Şemsüddin Muhammed B. Hamza el-Fenari'nin ölümü

 

1431-1432

 

Kadızade, Salahaddin Musa b. el-Kadi Mahmud el-Bursavi el-Rumi'nin ölümü

 

1432

 

Fatih Sultan Mehmed'in doğumu

 

1434

 

Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması

 

1436

 

Muiniddin B. Mustafa tarafından II. Murad'ın isteğiyle ilk Mesnevi tercümesi olan Mesnevi-i Muradiyye adlı eserin yazılışı

 

1437

 

Ömer bin Mezid tarafından ilk nazire mecmuasının derlenişi

 

1439

 

Semendire'nin alınışı

 

1440

 

Osmanlı musiki çalgıları üzerine ilk notlar (Ahmedoğlu Şükrullah)

 

1440

 

Başarısız Belgrad kuşatması

 

1444

 

Segedin Sulhü

 

1444

 

II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in cülusu ve Varna zaferi

 

1445

 

II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa cülusu

 

1447

 

Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması

 

1448

 

II. Kosova Zaferi

 

1451

 

II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa cülusu

 

1451-1512

 

Geçiş devri. Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid devri

 

1453

 

İstanbul'un fethi

 

1453

 

Ayasofya'nın camiye çevrilmesi

 

1454

 

İlk Devlet Musiki Okulu (Enderun'un müzik bölümü)

 

1458-1460

 

Mora'nın ele geçirilişi

 

1461

 

Trabzon Rum İmparatorluğu'nun sonu

 

1461

 

Candaroğulları'nın ilhakı

 

1463

 

Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması

 

1463-1470

 

İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası

 

1466

 

II. Mehmed'in Arnavut seferi

 

1468

 

Karamanoğulları'nın sonu

 

1468

 

II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi

 

1469

 

Ahmed Karahisarı'nın Afyonkarahisar'da doğuşu

 

1470

 

Eğriboz'un alınışı

 

1471

 

Fatih Külliyesinin açılışı

 

1472

 

Topkapı Sarayının inşası

 

1473

 

Otlukbeli Zaferi : Osmanlı Akkoyunlu mücadelesi

 

1474

 

Ali Kuşçu'nun ölümü

 

1475

 

Kırım'ın Osmanlı tabiiyetine girişi

 

1476

 

Boğdan seferi ve zaferi

 

1478

 

Fatih tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi

 

1478

 

Şerafeddin Sabuncuoğlu'nun ölümü

 

1479

 

Osmanlı-Venedik Sulhü ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi

 

1480

 

Otranto'ya çıkış ve başarısız Rodos kuşatması

 

1480

 

Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılması

 

1481

 

II. Mehmed'in vefatı ve II. Bayezid'in tahta çıkışı

 

1481

 

100 dirhem gümüşten 400 akçe kesilmesi

 

1481

 

Şeyh Hamdullah'ın İstanbul'a gelişi

 

1482

 

Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası

 

1483

 

Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı

 

1484

 

Boğdan Seferi

 

1484

 

Kili ve Akkirman'ın fethi

 

1484-1488

 

Edirne'de Hayreddin'in II. Bayezid'in Külliyesi'ni inşası

 

1485

 

Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması

 

1485

 

Şeyh Hamdullah'ın aklam-ı sitte'de kendi üslubunu buluşu

 

1486

 

Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)

 

1488

 

Hocazade, Muslihiddin Mustafa B. Yusuf B. Salih el-Bursavi'nin ölümü

 

1488

 

Sultan II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı

 

1489

 

Memlüklere karşı toprak kaybı

 

1491

 

Osmanlı-Memlük Barışı

 

1492

 

Macar Seferi

 

1492

 

İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi

 

1494

 

Nakibüleşraflığın yeniden ve devamlı olarak teşkili

 

1494

 

Çin bulutu motifinin tezhib'de ilk kullanılışı

 

1495

 

Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü, Şehzade Süleyman'ın doğumu

 

1497

 

İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi

 

1498

 

Lehistan Seferleri

 

1499

 

Venedik Harbi

 

1499

 

İnebahtı'nın alınışı

 

1499

 

Preveze baskını

 

15??

 

İlk mevlevi ayinleri (Pençgah, Dügah ve Hüseyni makamlarında üç beste-i kadim)

 

1500

 

Modon, Navarin ve Koron'un alınışı

 

1500-1505

 

İstanbul'da Yakub Şah B. Sultan Şah'ın II. Bayezid'in Külliyesi'ni inşası

 

1502

 

Venedikle sulh

 

1503

 

Anadolu sahasında ilk hamse sahibi Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi'nin ölümü

 

1505

 

Bayezid Külliyesi'nin açılışı

 

1509

 

İstanbul'da kıyamet-ı suğra (küçük kıyamet) zelzelesi

 

1511

 

Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi

 

1512

 

II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in cülusu

 

1512

 

Anadolu Türk edebiyatında ilk Şehrengiz örneğini yazan Mesihi'nin ölümü; Selim döneminden I. Ahmed dönemine kadar olan dönemi ihtiva eden devre.

 

1514

 

Çaldıran Zaferi, Tebriz'e giriş

 

1514

 

Şahkulu'nun Yavuz Sultan Selim'in Tebriz'i işgaliyle Amasya'ya sürgün gönderilişi

 

1514

 

Çaldıran Zaferi, Tebriz'e giriş

1516

 

Mısır Seferi ve Mercidabık Zaferi

 

1517

 

Ridaniye Zaferi ve Kahire'ye giriş

 

1517

 

Haremeyn'in himaye altına alınması

 

1517

 

Haliç'te tersane yapımının tamamlanması

 

1517

 

Piri Reis'in Mısır'da Sultan Selim'e ilk dünya haritasını sunması

 

1519

 

Celali isyanı

 

1519

 

Cezayir'in iltihakı

 

1520

 

I. Selim'in vefatı, I. Süleyman'ın cülusu

 

1520

 

Şeyh Hamdullah'ın İstanbul'da vefatı; Şahkulu'nun İstabul'a gelip Ehl-i Hiref teşkilatına girişi; Hattat Şeyh Hamdullah'ın vefatı

 

1520-1550

 

Şahkulu'nun nakkaşhanede faaliyet göstermesi

 

1521

 

Belgrad'ın fethi

 

1521

 

Piri Reis'in Kitab-ı Bahriye adındaki eserini hazırlaması

 

1522

 

Kanuni Sultan Süleyman'ın validesi, Yavuz Sultan Selim'in eşi Ayşe Hafsa Sultan tarafından Manisa'da bimaristan inşa edilmesi

 

1522

 

Rodos adasının ilhakı

 

1524

 

Mısır'da Hain Ahmed Paşa isyanı

 

1524

 

Ahi Çelebi, Ahmed (Mehmed) Çelebi B. Kemal el-Tebrizi'nin ölümü

 

1525

 

Yeniçeri isyanı

 

1525

 

İlk Fransız elçisi İstanbul'da

 

1525

 

Şeyhülislam Zembili Ali Efendi'nin ölümü

 

1525

 

Mirim Çelebi, Mahmud B. Muhammed B. Muhammed B. Musa Kadızade'nin ölümü

 

1526

 

Mohaç Zaferi

 

1526

 

Ahmed Karahisari'nin İstanbul'da vefatı

 

1527

 

Bosna'nın fethi'nin tamamlanması

 

1528

 

Piri Reis'in Kanuni Sultan Süleyman'a ikinci dünya haritasını takdim etmesi

 

1528

 

Nizameddin Abdülali B. Muhammed B. Hüseyin el-Bircendi'nin ölümü

 

1529

 

Viyana kuşatması, Budin'in istirdadı, Barbaros'un Marsilya'ya çıkması

 

1530-1540

 

Divan-ı Selimi'nin yazılması

 

1530-1560

 

Nasuh'un tarihçi, hattat ve ressam olarak faaliyet göstermesi

 

1530-1588

 

Sinan'ın imparatorluğun baş mimarı olarak faaliyet göstermesi

 

1532

 

Alaman Seferi

 

1533-1534

 

Barbaros'un Osmanlı hizmetine girişi ve Cezayir beylerbeyliğine tayini

 

1534

 

Irakeyn seferinin açılışı, Tebriz'e ikinci defa giriş ve Bağdat'ın alınışı

 

1534

 

Şeyhülislam İbn-i Kemal'in ölümü

 

1536

 

Fransızlara kendi bayrakları ile Osmanlı limanlarında ticaret hakkı veren ahidname verilmesi

 

1536

 

Veziriazam İbrahim Paşa'nın idamı

 

1537

 

Körsof - Avlonya seferi

 

1538

 

Preveze Zaferi

 

1538

 

Hadım Süleyman Paşa'nın Hint Seferi

 

1540

 

Venedik ahidnamesindeki Karadeniz'de ticaret imtiyazının kaldırılması

 

1540-1560

 

Kara Memi'nin nakkaşhanede faaliyet göstermesi

 

1541

 

Budin'in kati olarak ilhakı ve beylerbeyiği olması

 

1543

 

Estergon'un ve İstolni Belgrad'ın fethi

 

1543

 

Batı musikisiyle ilk resmi temas (I. François'nın Kanuni'ye gönderdiği saray orkestrası)

 

1547

 

Osmanlı-Habsburg Sulhü

 

1547

 

Avusturyalılar'a Osmanlı topraklarında emn ü aman üzere ticaret yapma hakkının tanınması

 

1547

 

San'a'nın fethi

 

1548

 

İkinci İran seferi

 

1550

 

Süleymaniye Külliyesi'nin inşaası

 

1551

 

Trablusgarb'ın fethi

 

1552

 

Piri Reis'in Portekizlilere karşı seferi

 

1553

 

Piri Reis'in ölümü

 

1553-1554

 

Turgud Reis'in Akdeniz seferi

 

1553-1554

 

Nahcıvan Seferi

 

1555

 

İlk Osmanlı-İran antlaşması : Amasya Müsalahası

 

1556

 

Şankulu'nun vefatı; Kara Memi'nin saray nakkaşhanesine Sernakkaş oluşu; Hattat Ahmed Karahisari'nin vefatı

 

1557

 

Dokuzuncu Akdeniz seferi, Fas'ın fethi

 

1557

 

Süleymaniye külliyesinin açılışı

 

1558

 

Şakayık-ı Nu'maniye telifi

 

1558

 

Arifi'nin Süleyman-name'sinin tamamlanması

 

1559

 

Şehzade Bayezid ile Selim'in Konya Savaşı ve Bayezid'in yenilerek İran'a sığınması

 

1560

 

Cerbe'nin alınışı

 

1560-1600

 

Osman'ın Nakkaşhanede faaliyet göstermesi

 

1561

 

Taşköprüzade'nin ölümü

 

1562

 

Osmanlı-Habsburg Sulhü

 

1563

 

Seydi Ali Reis, Ali B. Hüseyin el-Katibi'nin ölümü

 

1565

 

Başarısız Malta kuşatması

 

1565

 

100 dirhem gümüşten 450 akçe kesilmesi

 

1566

 

Kanuni Sultan Süleyman'ın son seferi : Sigetvar ve Sultanın vefatı, II. Selim'in cülusu

 

1567

 

Yemen isyanı

 

1568

 

Davud el-Antaki'nin Tezkire adlı eserini telif etmesi

 

1569

 

Astarhan seferi

 

1569

 

Kaptan Kurdıoğlu Hızır Beyin Sumatra seferi

 

1569-1595

 

Lokman'ın şehnameci olarak vazife görmesi

 

1571

 

Kıbrıs fethinin ikmali

 

1571

 

İnebahtı hezimeti

 

1571

 

Mustafa B. Ali el-Muvakkit'in ölümü; Takiyyüddin'in müneccimbaşılığa tayin edilmesi

 

1574

 

Buğday Zaferi

 

1574

 

Tunus'un fethi

 

1574

 

Selimiye'nin açılışı

 

1574

 

II. Selim'in vefatı ve III. Murad'ın cülusu

 

1575

 

Münşeat'üs-Selatın'in III. Murad'a takdimi

 

1575

 

Edirne'de Sinan eliyle II. Selim için Selimiye Camii'nin inşası

 

1577

 

Takiyüddin'in gözlemlerine 1577'de de kısmen tamamlanan Daru'r-Rasadü'l-Cedid'de (İstanbul Rasathanesi) devam etmesi

 

1578

 

Osmanlı-İran Savaşı'nın başlaması

 

1578

 

Fas'ta el-Kasrü'l-kebir Zaferi

 

1578

 

Kafkaslarda hareket

 

1580

 

İlk İngiliz ahidnamesinin verilişi

 

22 Ocak 1580

 

İstanbul Rasadhanesi'nin yıktırılması

 

18 Kasım 1583

 

Cizvitlerin Galata'daki Saint Benoit Kilisesi'ne yerleşerek burada St. Benoit mektebini açmaları

 

1583

 

Meşale Zaferi

 

1584-1588

 

Lokman'ın iki ciltlik Hüner-name'sinin tamamlanması

 

1585

 

Tebriz'in alınışı

 

1585

 

Takiyüddin el-Rasıd'ın ölümü

 

1586

 

İlk Sikke tashihi

 

1587

 

Gürcistan harekatı

 

1588

 

Gence seferi

 

1588

 

Resm-i tashih-i sikke konulması

 

1588-1606

 

Bosnalı Mehmed'in saraydaki kuyumcuların (zergeran bölüğünün) başı olarak vazife görmesi

 

1589

 

İkinci sikke tashihi

 

1590

 

Osmanlı-İran Antlaşması

 

1590

 

Yeniçerilerin et ihtiyaçlarını karşılamak üzere gümrük resmine "zarar-ı kassabiye" adıyla %1 oranında ilave yapılması

 

1593

 

Osmanlı-Habsburg Savaşları

 

1595

 

Estergon'un düşüşü

 

1595

 

III.Murad'ın vefatı, III. Mehmed'in cülusu

 

1596

 

Eğri Kalesi'nin alınışı ve Haçova Zaferi

 

1598-1663

 

Davud ve Mehmed Ağalar tarafından İstanbul'da valide sultanlar için Yeni Camii'nin inşası

 

1599

 

Osmanlı sarayında ilk Batı müziği aleti (Elizabeth I.'in IV. Mehmed'e gönderdiği org); Davud el-Antaki'nin ölümü

 

1600

 

Sikke tashihi

 

1601

 

Kanije Zaferi

 

1601

 

İngiliz tüccarının ödeyeceği gümrük resminin %3'e indirileceğinin ahidnameye derci

 

1603

 

Osmanı-İran Savaşı'nın başlaması

 

1603

 

III. Mehmed'in vefatı, I. Ahmed'in cülusu

 

1603-1703

 

I. Ahmed döneminden III. Ahmed dönemine kadar olan dönemi ihtiva eden devre

 

1607

 

Asi Canbolatoğlu ve Maanoğlu'nun Oruç ovasında bozguna uğratılması

 

1609-1610

 

Celali tenkili için Kuyucu Murad Paşa Anadolu'da

 

1612

 

Osmanlı-İran Antlaşması

 

1612

 

Hollandalılara ahidname verilmesi

 

1613

 

Ömer B. Ahmed el-Ma'I el-Çulli'nin ölümü

 

1614

 

Ali B. Veli B. Hamza el-Mağribi'nin ölümü

 

1615

 

İran Savaşı'nın yeniden başlaması

 

1615

 

Revan Seferi

 

1617

 

I. Mustafa'nın cülusu

 

1617

 

İstanbul'da Mehmed Ağa tarafından Sultan Ahmed Camii'nin inşası

 

1618

 

I. Mustafa'nın hal'I ve II. Osman'ın cülusu

 

1618

 

Sikke tashihi

 

1621

 

II. Osman'ın Lehistan seferine çıkışı (Hotin seferi)

 

1622

 

II. Osman'ın katli ve I. Mustafa'nın yeniden tahta çıkışı

 

1623

 

I. Mustafa'nın tahttan indirilip IV. Murad'ın cülusu

 

1624

 

Sikke tashihi

 

1629

 

Cizvitler tarafından, 1629'da İstanbul'da "Saint Georges" Fransız okulu ile yine "St. Louis Dil Oğlanlar Mektebi"nin kurulması

 

1634

 

İlk Şeyhülislam katli (Ahizade Hüseyin Efendi)

 

1635

 

IV. Murad'ın Revan seferine çıkışı

 

1638

 

Bağdat Seferi ve Bağdat'ın alınışı

 

1638

 

Hekimbaşı Emir Çelebi'nin ölümü

 

1639

 

Osmanlı-İran sulhü : Kasrışirin Antlaşması

 

1640

 

IV. Murad'ın ölümü, İbrahim'in tahta çıkışı, sikke tashihi

 

1642

 

Hafız Osman'ın İstanbul'da doğuşu

 

1642-1698

 

Hattat Hafız Osman

 

1645

 

Girit seferinin açılışı, Hanya'nın alınışı

 

1648

 

İbrahim'in hal'ı, IV. Mehmed'in cülusu

 

1648

 

Kandiye kuşatması

 

1650

 

Osmanlı musikisi eserlerinin ilk notalı tesbiti (Ali Ufki'nin eseri)

 

1656

 

Çanakkale Boğazı'nın Venedik ablukası altına alınması

 

1656

 

Çınar Vak'ası

 

1656

 

Köprülüler devrinin başlaması

 

1658

 

Katip Çelebi'nin ölümü

 

1660

 

Varad Kalesi'nin alınışı

 

1663

 

Uyvar seferi, Uyvar'ın fethi

 

1664

 

St. Gotthard bozgunu ve Vasvar Antlaşması

 

1666

 

Türk Divan edebiyatında sebk-ı Hindi'nin öncülerinden Naili'nin ölümü

 

1669

 

Kandiye'nin alınışı, Girit'in tamamıyla Osmanlı hakimiyetine girişi

 

1670

 

Hekimbaşı Salih B. Nasrullah B. Sellüm'ün ölümü

 

1672

 

Lehistan seferi, Kamaniçe'nin alınışı

 

1672

 

Bucaş Antlaşması

 

1673

 

Fransız tüccarının ödediği gümrük resminin %3'e indirilmesi

 

1676

 

Osmanlı-Lehistan sulhü : Zorawna Antlaşması

 

1678

 

Ukrayna'da Çehrin seferi

 

1678

 

Hafız Osman'ın kendi üslubunu gerçekleştirmesi

 

1680

 

Mehter etkisinde ilk Batı müziği eseri (N. A. Strungk'un Esther operası)

 

1682

 

Osmanlı-Rus Antlaşması

 

1682

 

Seyahatname'nin yazarı Evliya Çelebi'nin ölümü

 

1683

 

II. Viyana kuşatması ve büyük bozgun

 

1683

 

Ebu Abdullah Muhammed b. Süleyman el-Fasi b. Tahir; el-Rıdvani'nin ölümü

 

1685

 

Uyvar'ın elden çıkışı

 

1685

 

Saraydaki altın ve gümüşten sikke basımı

 

1686

 

Budin'in düşüşü

 

1687

 

IV. Mehmed'in tahttan indirilmesi, II. Süleyman'ın cülusu

 

1687

 

Eğri kalesinin düşüşü

 

1687

 

Bir akçe itibarı değerli "mankur" un piyasaya çıkarılması

 

1688

 

Belgrad'ın elden çıkışı

 

1690

 

Kanije kalesinin düşüşü

 

1690

 

Belgrad'ın geri alınışı

 

1690

 

Fransızların Mısır'da ödediği gümrük resminin %3 olarak tesbiti

 

1691

 

Ebu Bekr Behram b. Abdullah el-Dımaski'nin ölümü

 

1691

 

II. Ahmed'in tahta çıkışı

 

1691

 

Salankamen bozgunu

 

1691

 

Enflasyonu körüklediği için mankur darbının yasaklanması

 

1695

 

II. Ahmed'in ölümü

 

1695

 

II. Mustafa'nın cülusu, Malikane sisteminin uygulanmaya başlanması

 

1697

 

Zenta bozgunu

 

1698

 

Şehremini Baruthanesi yangını

 

1698

 

Hafız Osman'ın İstanbul'da vefatı

 

1699

 

Karlofça Antlaşmasının imzalanması

 

1700

 

Ruslar'la İstanbul Antlaşması'nın imzalanması

 

1702

 

İskender Çelebi Bahçesi'ndeki (bugünkü Ataköy) yeni baruthanenin faaliyete geçmesi

 

1702

 

Müneccimbaşı Ahmed Dede b. Lütfullah'ın ölümü

 

1702

 

İstanbul çuka imalathanesinin faaliyetinin durdurulması

 

1703

 

Edirne Vak'ası

 

1703

 

III. Ahmed'in tahta çıkışı

 

1703

 

"Tuğralı" altın paranın piyasaya çıkarılması

 

1708

 

İstanbul'da Selanikli ustaların çalıştığı çuka imalathanesinin kurulması

 

1709

 

Tersane içinde bir "lengerhane" yapımı

 

1711

 

Prut Zaferi ve Barışı

 

1711

 

Rıdvan b. Abdullah el-Razzaz el-Feleke'nin ölümü

 

1713

 

"Zincir" altının çıkarılması

 

1715

 

Venedik'e savaş açılması ve Mora Seferi

 

1716

 

Osmanlı-Avusturya Savaşı, Varadin bozgunu, Temaşvar'ın elden çıkışı

 

1716

 

"Fındık" altınının piyasaya çıkarılması

 

1718

 

Pasarofça Antlaşması

 

1718

 

Valilerin sefer masraflarını karşılamak üzere "imdadiyye-i seferiyye" toplamalarının kabulü

 

1718-1730

 

İlk bestekarlar antolojisi (Şeyhülislam Es'ad Efendi'nin Nevşehirli İbrahim Paşa'ya sunduğu Atrabu'l Asar'ı)

 

1720

 

İstanbul'da devlet tarafından bir ipekli imalathanesinin kurulması

 

1720

 

Batıya hediye gönderilen ilk mehter takımı (III. Ahmed tarafından Lehistan'a)

 

1720

 

III. Ahmed için tasvirleri Levni tarafından yapılan Surname-i Vehbi

 

1721

 

Çelebi Mehmed Efendi'nin sefaret vazifesiyle Fransa'ya gidişi

 

1723

 

İran seferinin üç cepheli olarak açılışı

 

1724-1725

 

Azerbaycan harekatı, Tebriz ve Cence'nin alınışı

 

1726

 

İbrahim Müteferikka tarafından ilk Türk matbaasının kuruluşu

 

1727-1839

 

Türk matbaasının kuruluşu ve yeni unsurlar devresi

 

1729

 

"Zer-i mahbub" adıyla yeni bir altının piyasaya sürülmesi

 

1729

 

Cevheri'nin Lügat-ı Sıhah'ının Vankulu tarafından yapılan tercümesinin matbaada basılan ilk kitap olması

 

1730

 

Yanyalı Mehmed Esad b. Ali b. Osman'ın ölümü

 

1730

 

Patrona Halil isyanı, III. Ahmed'in hal'i, I. Mahmud'un cülusu

 

1732

 

Osmanlı-İran barışı

 

1733

 

İran Savaşı'nın hızlanması, Nadir Şah'ın başarıları

 

1733

 

Kefe Mukataası'nın İstanbul Mukataası Kalemi ile birleştirilmesi

 

1735

 

Bonneval Ahmed Paşa (Comte de Bonneval) nezaretinde Humbaracı Ocağı'nın kurulması

 

1736

 

Osmanlı-Avusturya-Rus Savaşları

 

1736

 

Abdullah b. Ebi Bekr b. Süleyman el-Maraşi'nin ölümü

 

1739

 

Belgrad Antlaşması

 

1739

 

Rus tüccarlarına Karadeniz hariç olmak üzere, Osmanlı suları ve topraklarında ticaret hakkı tanınması

 

1742

 

Ömer Şifai'nin ölümü

 

1743

 

Osmanlı-İran Savaşı'nın yeniden hızlanması

 

1745

 

Matbaanın kurucusu İbrahim Müteferrika'nın ölümü

 

1746

 

Osmanlı-İran barışı

 

1747

 

Humbaracıbaşı Bonneval Ahmed Paşa'nın ölümü

 

1748

 

Avlonya ve Eğriboz mukataalarının Bursa Mukataası Kalemi'ne katılması

 

1748-1755

 

İstanbul'da I. Mahmud ve III. Osman tarafından Nuruosmaniye Camii'nin inşa ettirilmesi

 

1751

 

Osmanlı musikisi üzerine Batıda yazılan ilk eser (Charles Fonton'un Essai…'si)

 

1754

 

I. Mahmud'un ölümü, III. Osman'ın cülusu

 

1757

 

III. Osman'ın ölümü, III. Mustafa'nın cülusu

 

1757-1758

 

Haremeyn mukataalarının satış ve iltizam işlerinin defterdar tarafından yürütülmeye başlanması

 

1758

 

Mustafa Rakım'ın Ünye'de doğuşu

 

1760 (1173)

 

Abbas Vesim Efendi b. Abdurrahman b. Abdullah'ın ölümü

 

1766

 

Haremeyn mukataalarının darphanece idare olunmaya başlanması

 

1768

 

Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlaması

 

1770

 

Rus filosunun İngilizler'in yardımıyla Akdeniz'e girmesi

 

1770-1776

 

Fransız Subayı Baron de Tatt'un İstanbul'da bulunması

 

1771

 

Kırım'ın işgali

 

1772

 

Tersane yakınlarında Topçu Mektebi'nin kurulması

 

1773

 

Mühendishane-i Bahri-i Hümayun'un kuruluşu

 

1773-1774

 

Darphanenin Hazine-i Amire'nin yedeği vazifesini görmeye başlaması

 

1774

 

Avrupa tarzında teşkil edilmiş olan Sürat Topçuları Ocağı'nın kurulması; Bedreddin Hasan b. Burhaneddin İbrahim el-Ceberti'nin ölümü

 

1774

 

Sür'at Topçuları Ocağı'nın kurulması

 

21 Temmuz 1774

 

Küçük Kaynarca Antlaşması ve Ruslar'a Karadeniz'de seyrüsefer hakkı tanınması

 

29 Nisan 1775

 

Tersane ambarlarında bir odada "Hendese Odası" nın kurulması

 

1776

 

Mühendishane-i Bahri-i Hümayun'un açılışı; Boğdan Prensi Alexandır İspilanti Bey'in Bükreş ve Yaş'ta Rum Ortodoks cemaatinde yeni tarz eğitimin ilk adımları atması; Hendese odasına nizam verilmesi

 

10 Mart 1779

 

Aynalıkavak Tenkihnamesi

 

1780

 

Mehmed Esad Yesari'nin ta'lik hattında Osmanlı üslubunu buluşu

 

1781

 

Hendese odasının Mühandishane olarak isimlendirilmesi

 

1783

 

Rusya'nın Kırım'ı ilhakı

 

1784

 

Avusturyalılar'a Karadeniz'de seyrüsefer hakkı verilmesi

 

1784

 

Fransız Lafitte-Clave ve Monnier'in Tersane'deki mühendishanede istihkam dersleri vermeleri

 

8 Ocak 1784

 

Osmanlı Devleti'nin Rusya'nın Kırım'ı ilhakını bir "sened" ile resmen tanıması

 

1787-1788

 

İstanbul'da bulunan Fransız uzmanların ve subayların tamamen ülkelerine dönmeleri

 

17 Ağustos 1787

 

Osmanlı-Rus Savaşı'nın ilanı

 

9 Şubat 1788

 

Rusya'nın müttefiki sıfatıyla Avusturya'nın da savaşa girmesi

 

1789

 

Kıymetli maden işlenmesinin yasaklanması ve neticesiz dış istikraz teşebbüsü

 

Ocak 1789

 

Özi Kalesi'nin Ruslar tarafından zaptı

 

7 Mayıs 1789

 

I. Abdülhamid'in ölümü ve III. Selim'in tahta çıkması

 

11 Temmuz 1789

 

Osmanlı-İsveç ittifakı

 

1790

 

İlk resmi Ermeni mektebinin Kumkapı'da açılması; Gelenbevi, İsmail b. Mustafa b. Mahmud'un ölümü

 

31 Ocak 1790

 

Osmanlı-Prusya ittifakı

 

27 Temmuz 1790

 

Avusturya'nın Prusya tarafından barışa zorlanması. Reichenbach Konvansiyonu

 

18 Eylül 1790

 

Yergöğü Mütarekesi

 

Ekim - Kasım 1790

 

Kili ve İsmail kalelerinin Rusya tarafından zaptı

 

1791-1799

 

Mevlevi ayininde piyano (!) (Galata Mevlevihanesi, Şeyh Galib/III. Selim zamanı)

 

4 Ağustos 1791

 

Avusturya ve Osmanlı Devleti arasındaki son savaşın bitirilmesi. Ziştovi Antlaşması

 

11 Ağustos 1791

 

Rus Savaşı'nın sonu. Kalas Mütarekesi

 

1792

 

Nizam-ı Cedid hareketinin başlaması

 

1792

 

III. Selim devrinde 100'lük guruş basılması

 

10 Ocak 1792

 

Kırım'ın Rusya'ya bırakılması

 

10 Ocak 1792

 

Yaş Antlaşması

 

1793

 

Daimi elçiliklerin ıslahı ve Londra, Paris ve Viyana'da daimi elçilik ihdası

 

1793

 

Nizam-ı Cedid Ordusu'nun Kuruluşu

 

1793

 

Hasköy'de Humbaracı ve Lağımcı Ocağı kışlasında Mühendishane-i Cedide'nin açılması; Fazıl Hüseyin'in III. Selim'in sarayında hazırladığı Huban-name ve Zenannamesi'nin resimli bir nüshası

 

1793

 

Zahire Nezareti'nin kurulması

 

1793-1794

 

Baruthane-i Amire'de İngiliz perdahı barut imaline başlanması

 

1794

 

Halkalı'da yapılan Azadlu Baruthanesi'nin faaliyete geçmesi

 

1795

 

Lehistan'ın Avrupa haritasından silinmesi

 

1795

 

Mühendishane-i Berr-i Hümayun'un açılışı; Kara Mühendishanesi binasının inşası; Osmanlı sarayında ilk yabancı bando (Napolyon'un III. Selim'e gönderdiği)

 

1795

 

Zahire Hazinesi'nin kurulması

 

1797

 

Mühendishane'de açılan Matbaanın faaliyete geçmesi

 

1797

 

Paris, Viyana ve Berlin'de daimi elçilikler ihdası

 

1797

 

Pazvandoğlu isyanı

 

1797

 

Rumeli'de dağlı eşkiya hareketleri ve isyanları

 

17 Eylül 1797

 

Venedik Devleti'nin ortadan kaldırılması

 

1798

 

Mehmed Es'ad Yesari'nin İstanbul'da vefatı

 

3 Ocak 1798

 

Fransa'ya karşı Osmanlı-Rus ittifakı

 

1 Temmuz 1798

 

Fransa'nın Mısır'a saldırması

 

3 Eylül 1798

 

Fransa'ya savaş ilanı

 

1799

 

Neticesiz dış istikraz teşebbüsü

 

5 Ocak 1799

 

Fransa'ya karşı İngiltere ile ittifak

 

Şubat 1799

 

Napolyon'un El-Ariş ve Gazze'yi ele geçirmesi

 

Mayıs 1799

 

Napolyon'un Akka'da Cezzar Ahmed Paşa tarafından mağlup edilmesi

 

Ağustos 1799

 

Napolyon'un Fransa'ya dönmesi, Mısır'ın işgalinin devamı

 

1800

 

Takvimlerin Jacques Cassini Zicine göre hazırlanmaya başlaması

 

Mart 1800

 

Rus ve Osmanlı kuvvetlerinin Yedi Ada Cumhuriyeti'ni kurmaları

 

1801

 

Kara Mühendishanesi hocalığına Hüseyin Rıfkı Tamani'nin getirilmesi; Gevrekzade Hafız Hasan Efendi'nin ölümü

 

Ağustos 1801

 

Mısır'ın tahliyesine dair mütareke

 

1802

 

Fransız ve İngiliz gemilerinin kendi bayrakları altında Karadeniz'e çıkmalarına müsaade edilmesi

 

1802

 

Avrupa ile ticaret yapan Osmanlı gayri müslim tüccarına Avrupa devletleri tüccarı statüsünün tanınmasıyla "Avrupa tüccarı" denilen sınıfın ortaya çıkması

 

25 Haziran 1802

 

Paris Antlaşması. Fransa ile barış

 

1803

 

"Ayvalık İkonomos Akademisi'nin kurulması; "Kuruçeşme Rum Mektebi (Helleno Philosophical School)"nin kurulması

 

Şubat 1804

 

Sırp isyanlarının başlaması

 

1805

 

Avrupa tarzında ilk hastane'nin Kasımpaşa'daki Tersane-I Amire'de açılması

 

1805

 

Osmanlı Devleti'nin Napolyon'un "İmparator" unvanını tanıması

 

1805

 

Tersane Hazinesi'nin kurulması

 

1805

 

Beykoz Çuka ve Kağıt Fabrikası'nın faaliyete geçmesi

 

Temmuz 1805

 

Mehmed Ali Paşa'nın Mısır'a vali olarak tayini

 

1806

 

Nizam-ı Cedid'in başarısızlığı ve gerilemesi. İkinci Edirne Vak'ası

 

1806

 

Osmanlı-Rus Savaşı

 

1806

 

III. Selim'in Mühendishan-i Berri-i Hümayun kanunnamesi

 

Ocak 1806

 

Tersane Tıbbiyesi'nin kurulması

 

Ekim 1806

 

Memleketeyn 'in Rusya tarafından işgal edilmesi

 

1807

 

Vehhabi isyanının had safhaya varması. Haccın engellenmesi

 

20 Şubat 1807

 

İngiltere'nin Rusya'nın yanında Osmanlı savaşına iştiraki ve İngiliz filosunun İstanbul önlerine gelmesi

 

Mart - Eylül 1807

 

İngiliz filosunun İskenderiye'ye saldırması ve Mehmed Ali tarafından mağlup edilmesi

 

25 Mayıs 1807

 

Nizam-ı Cedid'e karşı ayaklanma

 

29 Mayıs 1807

 

III. Selim'in tahttan indirilmesi ve Nizam-ı Cedid'in ilgası

 

29 Mayıs 1807 - 28 Temmuz 1808

 

IV. Mustafa devri. Siyasi istikrarsızlıklar ve darbeler

 

1808

 

Mustafa Rakım'ın celi sülüs ve tuğra'ya yeni üslubunu getirişi

 

28 Temmuz 1808

 

Alemdar Mustafa Paşa'nın müdahalesi, IV. Mustafa'nın tahttan indirilmesi, III. Selim'in katli, II. Mahmud'un tahta çıkması

 

28 Temmuz 1808 - 16 Kasım 1808

 

Alemdar'ın kısa süren sadareti

 

29 Eylül 1808

 

Sened-i İttifak : Devletin ayanlarla uzlaşması

 

15-16 Kasım 1808

 

Yeniçeri Ayaklanması : Alemdarın Sonu

 

5 Ocak 1809

 

İngiltere ile süren savaşın sonu : Kal'a-i Sultaniyye Antlaşması

 

1810

 

II. Mahmud devrinde beşlik "cihadiyye"lerin basılması

 

1810

 

İzmir Jimnasium'unun kurulması; Yesarizade Mustafa İzzet'in ta'lik'e son şeklini verişi

 

1812

 

Vehhabi ayaklanmasının Mehmed Ali Paşa tarafından bastırılması

 

1812

 

Fransız postalarının ilk kuruluşu

 

28 Mayıs 1812

 

Rus Savaşı'nın sonu : Bükreş Antlaşması, Sırbistan'a özerklik verilmesi

 

1816

 

Miloş Obronoviç'in "başknez" olarak tanınması ve Sırbistan'ın özerliğinin temini

 

1817

 

Hüseyin Rıfkı Tamani'nin ölümü

 

Şubat - Mart 1821

 

Eflak ve Mora'da Rum isyanlarının başlaması

 

1823

 

Avrupa ile ticaretin Türk gemileriyle yapılmasına teşebbüs edilmesi

 

1824

 

Rum ayaklanmasını bastırmak üzere Mısır kuvvetlerinin çağrılması

 

1824

 

Fatih Külliyesindeki Darü'ş-Şifa'nın yıkılması; Sultan II. Mahmud'un Talim-i sıbyan adı ile ferman yayınlaması; St. Pierre mektebinin kurulması

 

1826

 

İhtisab müessesesinin düzenlenmesi

 

1826

 

Şinasi'nin doğumu; Mustafa Rakım'ın İstanbul'da vefatı; Ermeni ustalara Nakkaşlık hakkının verilmesi

 

14 Haziran 1826

 

Yeniçeri Ocağı'nın ortadan kaldırılması, Asakir-i Mansure-i Muhammediyye'nin kurulması

 

7 Ekim 1826

 

Rusya ile Akkerman Antlaşması'nın akdi

 

1827

 

Osmanlılar'ın İngiliz yapısı ilk buharlı gemiye sahip olmaları

 

1827

 

Tıphane-i Amire'nin kurulması; İlk "Marş-ı Sultani" bestesi (G. Donizetti, II. Mahmud'a)

 

1827

 

Mukataa Hazinesi'nin Hazine-i Amire'den ayrılması

 

4 Nisan 1827

 

İngiltere ile Rusya arasında Yunanistan'ın bağımsızlığına dair Petersburg Protokolü

 

Temmuz 1827

 

Mısır kuvvetlerinin Rum isyanını bastırmaları, Atina'nın teslimi

 

20 Kasım 1827

 

Navarin saldırısı : Osmanlı-Mısır donanmasının yakılması

 

26 Nisan 1828

 

Rusya'nın savaş ilan etmesi

 

1829

 

Ziya Paşa'nın doğumu; Mahmud Celaleddin'in İstanbul'da vefatı; Şevki Efendi'nin İstanbul'da doğuşu

 

1829

 

Deli Teşkilatının kaldırılması

 

14 Eylül 1829

 

Edirne Barışı : Yunanistan'ın bağımsızlığı

 

1830

 

Mühendishane-i Bahri'nin Heybeliada'daki kışlaya taşınması; İshak Efendi'nin Mühendishane başhocalığına getirilmesi; Avrupa'ya talebe gönderilmeye başlanması

 

1830

 

Tiftik keçisinin Güney Afrika'da yetiştirilmeye başlanması

 

1830

 

Katolik ermeni cemaatinin ve kilisesinin resmen tanınması

 

1830-1831

 

Nüfus sayımları

 

5 Temmuz 1830

 

Fransızlar'ın Cezayir'e saldırmaları ve ele geçirmeleri

 

1831

 

İlk saray konservatuarı (Mızıka-i Hümayun ve Saray Harem Orkestrası)

 

1831

 

Timarların kaldırılması (müessese sembolik olarak daha uzun süre devam etti)

 

1831-1834

 

İshak Efendi'nin dört ciltilik Mecmua-i Ulum-ı Riyaziye adlı eserinin basılması

 

1 Kasım 1831

 

İlk gazete Takvim-i Vekayi'nin neşri

 

1832

 

Tıphane-i Amire'nin Şehzadebaşı'ndan Cerrahhane'nin bulunduğu binaya nakledilmesi

 

1832

 

Memuriyette, ilmiyye ve mülkiyyede rütbelerin yatayına eşitlenip derece ve elkabın (titulature) tesbiti

 

1832

 

Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın isyanı

 

1832

 

İstanbul-İzmit "posta yolu" nun yapımı

 

1832

 

İngiliz postalarının kuruluşu

 

29 Ocak 1832

 

Topkapı Sarayı'na bitişik Gülhane bahçesinde mevcut binalarda Cerrahhane-i Amire'nin açılması

 

12 Aralık 1832

 

Mısır kuvvetlerinin Konya'da Osmanlı ordusunu yenmeleri

 

1833

 

Feshanenin kuruluşu

 

2 Şubat 1833

 

Mısır kuvvetlerinin Kütahya'ya kadar ilerlemeleri

 

5 Nisan 1833

 

Rus kuvvetlerinin yardım amacı ile Beykoz'a asker çıkartmaları ve Rus filosunun İstanbul'a gelmesi

 

Mayıs 1833

 

Mehmed Ali'nin uzlaşmaya zorlanması : Kütahya Sözleşmesi

 

8 Temmuz 1833

 

Mehmed Ali Paşaya karşı Osmanlı-Rus ittifakı : Hünkar İskelesi Antlaşması, Boğazlar'ın diğer devletlere kapatılması

 

18 Eylül 1833

 

Münchengraetz Antlaşması

 

1834

 

Maçka Kışlası'nda, Mekteb-i Harbiye'nin kurulması

 

1834

 

Mukataat Hazinesi'nin isminin "Mansure Hazinesi" olarak değiştirilmesi

 

1835

 

Hazine-i Amire ile darphanenin birleştirilmesi

 

1835-1845

 

İlk halk konserleri [Tanburi Aleksan Efendi (1815-1864) İstanbul Süleymanpaşa Hanı'ndaki kahvede]

 

1836

 

Başhoca İshak Efendi'nin ölümü

 

1836

 

İslimye Çuka Fabrikası'nın devlet tarafından işletilmeye başlanması

 

1836

 

Başhoca İshak Efendi'nin ölümü

 

1836

 

İslimye Çuka Fabrikası'nın devlet tarafından işletilmeye başlanması

 

11 Mart 1836

 

Umur-ı Hariciye Nezareti'nin kurulması (hatt-ı hümayun tarihi 23 Zilkaade 1251)

 

26 Kasım 1837

 

Osmanlı yapımı "Eser-i Hayr" adlı buharlı geminin denize indirilmesi

 

1838

 

Mekteb-i Adli'nin açılması; Üsküdar'da Cemaran adlı Ermeni yatılı yüksek okulunun kurulması; Müderrishane-i Bahri'nin Tersane'deki yeni binasına nakledilmesi; Sultan II. Mahmud'un ilk öğretim alanında yeni bir teşebbüse girişmesi; Sami Efendi'nin İstanbul'da doğuşu

 

1838

 

Maliye Nezareti'nin kurulması ve Hazine-i Amire'nin darphaneden ayrılıp Mansure Hazinesi'yle birleştirilmesi

 

1838

 

Defterdarlığın Maliye Nazırlığı'na çevrilmesi

 

24 Mart 1838

 

Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliyyenin kurulması

 

16 Ağustos 1838

 

İngiliz tüccarına geniş imkanlar tanıyan Balta Limanı Ticaret Muahedesi'nin imzalanması. Bu muahede ile gümrük resmi oranının ihracatta %12, ithalatta %5 olarak tesbiti

 

1839

 

"Kaime-i mutebere-i nakdiyye"nin çıkarılması

 

1839

 

Ali Süavi'nin doğumu; Mekatib-i Rüşdiye Nezareti'nin kurulması; Mekteb-i Tıbbiye'nin Galatasaray'daki yeni binasına taşınması ve mektebin adının Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane olarak değiştirilmesi; Mekteb-i Ulum-ı Edebiye'nin açılması; Notre Dame de Sion Kız Lisesi'nin kurulması

 

1839-1844

 

Dr. Bernard'ın Mekteb-i Tıbbiye nazırlığı dönemi

 

1839-1845

 

Mekteb-i Fenn-i Nücum'un faaliyet dönemi

 

24 Haziran 1839

 

Mehmed Ali ile savaşın tekrar başlaması, Osmanlı kuvvetlerinin Nizip mağlubiyeti

 

1 Temmuz 1839

 

II. Mahmud'un vefatı üzerine Abdülmecid'in tahta çıkması, Osmanlı donanmasının Mehmed Ali'ye teslimi

 

3 Kasım 1839

 

Tanzimat Fermanı'nın ilanı

 

3 Mayıs 1840

 

Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun Fransa'dan mülhem bir biçimde düzenlenmesi ve kabulü (14 Temmuz 1851'de bu kanun, kanun-u cedid olarak tadilatla yeniden yürülüğe girer)

 

1840

 

Gayri müslim tebaadan Avrupa'ya talebe gönderilmeye başlanması

 

1840

 

Tanzimat'ın tatbik edildiği yerlerde temettü vergisi konulma kararı

 

1840

 

Bütün hazinelerin Maliye Hazinesi'ne katılması

 

1840

 

Posta Nezareti'nin kurulması

 

21 Aralık 1840

 

Namık Kemal'in doğumu

 

1841

 

Lübnan olayları

 

1841-1906

 

Ahmed Ali Paşa'nın doğumu. (ressam)

 

24 Mayıs 1841

 

İngiltere'nin yardımıyla Mısır meslesinin halli, Mısır'ın veraset usulü ile Mehmed Ali Paşa'ya bırakılması

 

13 Temmuz 1841

 

Londra Boğazlar Mukavelenamesi

 

1842

 

Askeri Baytar Mektebi'nin açılması

 

1842-1910

 

Osman Hamdi (ressam, eğitimci, müzeci, arkeolog)

 

1843

 

Hereke Fabrikası'nın kurulması

 

1843

 

Zeytinburnu Demir Fabrikası inşaatına başlanması

 

1843

 

Muhdes kara gümrüklerinin kaldırılması

 

1843

 

Feshane'ye çuka dokuma tezgahlarının ilavesi

 

1 Şubat 1844

 

Tashih-i sikke

 

1844

 

Feshane'de buhar makinelerinin kullanılmaya başlanması

 

1845

 

İzmir'de su kuvvetiyle çalışan kağıt fabrikasının kurulması

 

1845

 

Bahriye Mektebi'nin Heybeliada'daki binasına taşınması; Kadı yetiştirmek için Süleymaniye'de "Muallimhane-i Nüvvab" medresesinin kurulması; Rüşdiyelerin Darü'l-fünun'a öğrenci yetiştiren orta dereceli mektepler olarak kabul edilmesi

 

Ocak 1845

 

Sultan Abdülmecid'in Meclis-i Vala'yı ziyareti

 

13 Mart 1845

 

Meclis-i Muvakkat'ın (Geçici Maarif Meclisi) çalışmalarına başlaması

 

10 Nisan 1845

 

Polis (zabıta) teşkilatının kuruluşu (12 Rebiülevvel 1261 tarihli nizamname)

 

1846

 

Meclis-i Maarif-i Umumiye kurulması; Mekatib-i Umumiye Nezareti'nin kurulması; Başhoca Seyyid Ali Paşa'nın ölümü

 

1846

 

Rus Ticaret Muahedesi

 

16 Şubat 1846

 

Zabtiye müşiriyetinin kurulması
 

 

Darü'l-Fünun kurmada ilk teşebbüs

 

1847

 

Timarlı Sipahi Teşkilatı'nın ilgası

 

1847

 

Telgrafın Beylerbeyi Sarayı'nda denenmesi

 

1847

 

Dersaadet Bankası'nın kuruluşu

 

1847

 

İstanbul'da ilk piyano resitali (Liszt Abdülmecid'e Donizetti'nin Mecidiye Marşı'nı çalıyor); Yeşilköy'de bulunan Ayamama Çiftliğinin ziraat talimhanesi şekline getirilerek ilk pamuk ziaati uygulama eğitiminin burada verilmeye başlanması

 

1 Mart 1847

 

Recaizade Ekrem'in doğumu

 

1848

 

Avrupa'da liberal ihtilaller : Polonya ve Macaristan'da milliyetçi ayaklanmalar

 

1848

 

Protestan Ermeni cemaatinin ve kilisesinin resmen tanınması

 

1848

 

İstanbul'da ilk Sanayi Mektebi'nin kurulmasına teşebbüs edilmesi

 

16 Mart 1848

 

İstanbul'da Darü'l-Muallimin açılması

 

18 Kasım 1848

 

Osmanlı yapımı ilk demir vapurun denize indirilmesi

 

1849

 

Veteriner öğretim faaliyetlerine başlanması; Yesarizade Mustafa İzzet'in İstanbul'da vefatı

 

1850

 

1847'den geçerli sayılmak üzere gümrük resimlerine esas teşkil eden mal fiyatlarında ithalatta %20, ihracatta %16 indirim yapıldıktan sonra gümrük resimlerinin tesbit edilmesi kararı

 

1850

 

Ticaret Kanunname-i Hümayunu'nun kabulü

 

1850

 

İlk faizsiz kaimenin çıkarılması

 

1850

 

Muallim Naci'nin doğumu

 

12 Mart 1850

 

Darü'l-Maarif'in öğrenime başlaması

 

1851

 

Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun kabulü

 

1851

 

Londra Sergisi

 

1851

 

Akademik karakterde ilk ilmi dernek olan Encümen-i Daniş'in açılması

 

18 Temmuz 1851

 

Encümen-i Daniş'in kurulması

 

1852

 

Abdülhak Hamid'in doğumu; İstanbul Şark Cemiyetinin (Societe Orientale de Constantinople) kurulması

 

1853

 

"Mukaddes yerler" meselesi, Rusya'nın tazyikleri ve Kırım Savaşı'nın patlaması

 

1853

 

İstanbul'da I. Abdülmecid tarafından Dolmabahçe Sarayı'nın inşa ettirilmesi

 

1854

 

İlk dış istikraz : Borçlanma devrinin ve alışkanlığının başlaması

 

1854

 

Meclis-i Vala'nın "Meclis-i Ali-yi Tanzimat" ve "Meclis-i Ahkam-ı Adliye'ye" ayrılması

 

1854

 

İhtisab teşkilatının lağvı

 

12 Mart 1854

 

Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa ile ittifak

 

1855

 

Piyanonun yüksek sosyeteye geçişi [Leyla (Saz) Hanım'ın babası Hekimbaşı İsmail Paşa'nın köşküne İtalya'dan getirtilen]

 

1855

 

Gayri müslimlerden alınan "cizye"nin kaldırılması

 

1855

 

Paris Sergisi

 

16 Ağustos 1855

 

İstanbul'da Şehremanetinin kurulması (modern belediye idarelerinin başlangıcı)

 

9 Eylül 1855

 

Osmanlı İmparatorluğu'nda telgrafın hizmete girmesi

 

14 Kasım 1855

 

Et ve Ekmek dışında hemen bütün maddelerden narhın kaldırılması

 

1856

 

Rusya'nın Asya'da Türk illeri istikametinde fetihlere başlamasının şartlarının oluşması

 

1856

 

Bank-ı Osmani'nin kurulması

 

1856

 

Arap alfabesinin Mors alfabesine uyarlanmasıyla telgrafların Türkçe olarak çekilmeye başlanması

 

1856

 

Islahat Fermanı

 

1856-1860

 

Köstence-Çernevo'da demiryolu hattının yapımı

 

1856-1866

 

İzmir-Aydın demiryolu hattının yapımı

 

15 Şubat 1856

 

İstanbul Tıp Cemiyeti'nin (Societe Medicale de Constantinople) kurulması

 

18 Şubat 1856

 

Islahat Fermanı'nın ilanı

 

30 Mart 1856

 

Paris Barış Antlaşması

 

30 Mart 1856

 

Rusya'nın bozguna uğraması

 

30 Mart 1856

 

Karadeniz'in tarafsız ve silahsız bir hale getirilmesi

 

22 Mayıs 1856

 

İstanbul Tıp Cemiyeti'ne Şahane ünvanının verilmesi ve cemiyetin adının, Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane olarak değişmesi

 

1857

 

Orman Mektebi açılması hususunda ilk teşebbüs

 

1857

 

Cidde olayları ve İngiliz kuvvetlerinin, müslim-gayri müslim çatışmalarına müdahalesi

 

1857

 

Gümrük resminin, eşyanın vardığı değil çıktığı yerde alınması usulünü getiren Mahrec Nizamnamesi'nin yayımlanması

 

1857-1862

 

Beyrut - Şam şosesinin yapımı

 

17 Mart 1857

 

Maarif-i Umumiyye Nezareti'nin kurulması

 

6 Kasım 1857

 

Paris'te Mekteb-i Osmani adında bir Osmanlı mektebinin açılması

 

1858

 

Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun kabulü

 

1858

 

Kız rüşdiye mekteplerinin açılması

 

1858

 

Kaimelerin iptali için dış istikraz yapılması

 

1858-1859

 

Emlak, arazi ve temettü vergilerinin ayrılması

 

6 Haziran 1858

 

Arazi Kanunnamesi'nin kabulü

 

8 Haziran 1858

 

Beyoğlu ve Galata'da kurulacak Altıncı Daire-i Belediyye'nin nizamname-yi umumisi (ilk örnek belediye)

 

1859

 

Kaimelerin piyasadan toplanabilmesi için "iane-i umumiyye" toplanması

 

1859

 

Fransızca'dan yapılan ilk şiir tercümesi risalesi, Şinasi'nin Tercüme-i Manzume'sinin neşri

 

12 Şubat 1859

 

Mekteb-i Mülkiyye'nin kuruluşu

 

1860

 

Ticaret mahkemelerinin kuruluşu

 

1860

 

İlk basılı yerli tiyatro, Şinasi'nin Şair Evlenmesi'nin tefrika edilmesi

 

1860-1861

 

Lübnan ve Suriye Olayları

 

1860-1861

 

Lübnan'ın imtiyazlı bir eyalet haline getirilmesi

 

22 Ekim 1860

 

Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayına başlaması

 

1861

 

Abdülmecid'in vefatı ve Abdülaziz'in tahta çıkması

 

1861

 

Cemiyet-i İlmiyye-i Osmaniye'nin kuruluşu

 

1861

 

Usul-i Muhakemat-ı Ticaret Nizamnamesi'nin kabulü

 

1861-1866

 

Rusçuk - Varna demiryolu hattının yapımı

 

9 Haziran 1861

 

Cebel-i Lübnan mutasarrıflığı'nın hususi statüsünün tesbiti ve Cebel-i Lübnan nizamnamesi

 

9 Haziran 1861

 

David Paşa'nın Lübnan'a vali olarak atanması

 

29 Nisan 1861

 

Fransız ve İngilizler'le Kanlıca Ticaret muahedelerinin yapılması. Bu muahede dış ticarette gümrük resmi oranının %8'e yükseltilmesi ve esnaflıkta inhisar sisteminin kaldırılması

 

1862

 

Tuna vilayetinin kuruluşu ve Mithad Paşa'nın vali olarak tayini

 

1862

 

Gümrük resimlerine esas teşkil eden mal fiyatlarında %10 indirim yapıldıktan sonra gümrük resmi alınmaya başlanması

 

1862

 

Kaimelerin piyasadan tamamıyla toplanması

 

1862

 

Altının değerinin 100 kuruş olarak tesbiti

 

1862

 

Roman türünde Batıdan yapılan ilk tercüme, Fenelon'dan Tercüme-I Telemak'ın Yusuf Kamil Paşa tarafından yayınlanması; Cemiyet-I Tıbbiye-i Osmaniye'nin kurulması

 

1862

 

Mahrec-i Aklam'ın kurulması

 

20 Temmuz 1862

 

Mekteb-i Maarif-i Adliye'nin, "Mekteb-i Aklam" adı altında yeni bir şekle sokulması

 

8 Ekim 1862

 

Islah-ı Sanayi Komisyonu'nun teşkil edilmesi

 

1863

 

Abdülaziz'in Mısır'a seyahati

 

1863

 

Mithad Paşa tarafından Niş'te ilk Islahhane'nin (sonraki yıllarda Sanayi Mektebi) kuruluşu

 

1863

 

İstanbul Eczacılık Cemiyeti'nin (Societe de Constantinople) kurulması; Protestan Robert Koleji'nin açılması

 

1863

 

Menafi Sandığı'nın kurulması

 

1863

 

Mektuplara pul yapıştırılmaya başlanması

 

1863

 

Ticaret-i Bahriyye Kanunnamesi'nin kabulü

 

13 Ocak 1863

 

Darü'l-Fünun'da, halka açık serbest konferans şeklinde derslere başlanması

 

18 Şubat 1863

 

Sultanahmet Sergisi'nin (Sergi-i Umumi) açılışı

 

1864

 

Mekatib-i Sıbyan-ı Müslime Komisyonu'nun kurulması; Mekteb-i Harbiye dahilinde Erkan-ı Harp sınıfının açılması; Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye'nin (Darü'ş-Şafaka) kurulması; Saint Joseph okulunun kurulması; İlk basılmış nazariyat kitabı (Haşim Bey'in Mecmu'atü'l-Makamat'ı)

 

1864

 

İyonya adalarının (Yedi Ada Cumhuriyeti'ni oluşturan adalar) İngiltere tarafından Yunanistan'a verilmesi

 

1864

 

Karadan Hindistan'ı Avrupa'ya bağlayan telgraf hattının tamamlanması

 

1864

 

Islah-ı Sanayi Komisyonu'nun kuruluşu

 

1864

 

Nizamiye mahkemelerinin kuruluşu

 

1864-1876

 

Paris'e talebe gönderilmesi

 

8 Ekim 1864

 

Vilayet Nizamnamesi'nin kabulü

 

1865

 

Müstakil Romen kilisesinin kurulması

 

1865

 

İstanbul Birinci Şehir Postası'nın kuruluşu

 

1865

 

Darü'l-Fünun binasının inşasının tamamlanması ve Maliye Nezareti'ne tahsis edilmesi; Mekteb-i Tıbbiye'nin nazırlığına Cemaleddin Efendi'nin getirilmesi

 

Eylül 1865

 

Mekteb-i Osmani'nin lağvedilmesi

 

1866

 

Girit isyanları , Yunanistan ile birleşme faaliyetleri

 

1866

 

Tezkire türünün son örneği olan Hatimetü'l-Eş'ar'ı yazan Fatih'in ölümü; Halid Ziya'nın doğumu

 

1866

 

Mısır veraset usulünün değiştirilmesi

 

1866

 

Ahmed Süreyya Emin Bey'in modelini hazırladığı seri ateşli topla Osmanlılar'ın topçulukta hamle yapması

 

1866

 

Simkeşler Şirketi'nin kuruluşu

 

1866

 

Dahilde sarfedilecek malların rayiç fiyatından %10 indirim yapıldıktan sonra gümrük resimlerinin tesbit edilmesi kararı

 

1866-1867

 

Avusturya'nın Prusya karşısında mağlup olması ve Macaristan ile eşit bir birlik kurması : Avusturya-Macaristan İmparatorluğu

 

1867

 

Sırbistan'daki son Osmanlı askeri temsiliyetinin ortadan kaldırılması, Sırp kalelerinin tahliyesi

 

1867

 

Rüşdiyelere gayri müslim talebe alınmaya başlanması; Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin kurulması

 

1867

 

Mısır Valisi İsmail Paşa'nın "hıdiv" olması

 

1867

 

Genç Osmanlılar'ın Avrupa'ya kaçmaya başlamaları

 

1867

 

Yabancılara mülk edinme hakkının verilmesi

 

1867

 

Bahriye Nezareti'nin Kuruluşu

 

1867

 

Saraçlar Şirketi'nin kuruluşu

 

1867

 

Menafi Sandığı'nın bütün vilayet ve sancak merkezlerine yayılması

 

1867-1876

 

İzmir Rıhtımı'nın inşası

 

22 Şubat 1867

 

Eğitim sahasında Fransız notasının verilmesi

 

8 Haziran 1867

 

Mısır'a hıdivlik statüsünün verilmesi

 

21 Haziran 1867

 

Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati

 

1868

 

Ali Paşa'nın Girit isyanlarını teskin etmesi ve Girit'e özerk bir statü verilmesi

 

1868

 

Galatasaray Sultanisi'nin açılması

 

1868

 

İstanbul Emniyet Sandığı'nın kurulması

 

1868

 

Demirciler ve Dökümcüler şirketlerinin kuruluşu

 

1868

 

Yunan postasının kapatılması

 

1868

 

Feshane'nin modern bir dokuma fabrikası haline getirilmesi

 

1868

 

Darü'l-Muallimin-i Sıbyan'nın açılması; Mekteb-i Hiref ve Sanayi'nin kurulması; Sanayi Mektebi'nin kurulması

 

1 Mart 1868

 

Adliye Nezareti'nin kurulması

 

1 Nisan 1868

 

Şura-yı Devlet'in teşekkülü ve Divan-ı Ahkam-ı Adliyye'nin ayrı bir temyiz organı olarak ayrılması

 

1 Eylül 1868

 

Mekteb-i Sultani'nin açılması

 

1869

 

Süveyş Kanalı'nın açılması

 

1869

 

Osmanlı Ordusu'nun Nizamiye, Redif ve Mustahfız diye üç bölüme ayrılması

 

1869

 

Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye'nin ilk kitabının kabulü

 

1869

 

Mekteb-i Harbiye dahilinde bir Baytar sınıfının açılması

 

8 Nisan 1869

 

İkinci Darü'l-Fünun binasının inşasının tamamlanması ve Darü'l-Fünun-ı Osmani'nin kurulması

 

26 Ağustos 1869

 

Turuk Nizamnamesi'nin kabulü

 

2 Eylül 1869

 

Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile ilk ve orta tedrisatın düzenlenmesi

 

Ekim 1869

 

Darü'l-Fünun-ı Osmani'de talebe kaydına başlanması

 

1870

 

Müstakil Bulgar kilisesinin kurulması ve Bulgarlar'ın Rum Patrikhanesi'nin nüfuzundan çıkmaları

 

1870

 

Fransa'nın, Almanya ve Prusya Savaşı'nda ağır mağlubiyet alması

 

1870

 

Cenab Şehabeddin'in doğumu; Batılı tarzda ilk roman hikaye türünde, Ahmed Midhat'ın Su-i Zan-Esaret adlı kitabının neşri; Mühendishane'nin Maçka Harbiye Mektebi içerisinde topçu ve istihkam sınıflarında eğitim faaliyetlerine devam etmesi; Sıbyan mekteblerinin ıslahı ve iptidai adı altında yeni mekteplerin açılması; Darü'l-Fünun'ı Osmani'yi teşkil eden şubeler arasında "İlm-i hukuk" şubesinin de yer alması; Tıp eğitiminin Türkçe yapılmaya başlanması

 

1870

 

Karadeniz'in tekrar silahlandırılması ve Rusya'nın Paris Antlaşması'nın hükümlerini tanımaması

 

1870

 

Darülfünunun açılması teşebbüsü

 

1870-1927

 

Kemaledin Bey (mimar)

 

20 Şubat 1870

 

Darü'l-Fünun-ı Osmani'nin büyük bir merasimle açılması

 

26 Nisan 1870

 

Darü'l-Muallimat'ın açılması

 

2 Temmuz 1870

 

Kavanin ve Nizamat Dershanesi'nin açılması

 

Ekim 1870

 

Darü'l-Fünun müdürü Tahsin Efendi'nin umuma açık konferanslar (ders-I'am) tertip etmesi

 

1871

 

Sadrazam Ali Paşa'nın vefatı

 

1871

 

Saint-Esprit okulunun kurulması

 

1871

 

Abdülaziz'in şahsi idaresinin artması, Mahmud Nedim Paşa sadareti

 

1871

 

Dersaadet Tahvilat Borsası Nizamnamesi'nin yayımlanması

 

1871

 

Posta ve Telgraf nezaretlerinin birleştirilmesi ve İkinci Posta Nizamnamesi'nin neşri

 

22 Ocak 1871

 

İdare-yi Umumiyye-i Vilayat Nizamnamesi

 

13 Eylül 1871

 

Şinasi'nin ölümü

 

1872

 

Emniyet Sandığı'nın şubelerinin açılması

 

1872

 

Darü'l-Maarif idadisinin kurulması; Maadin Mektebinin kurulması

 

1873

 

Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye'nin kuruluşu

 

1873

 

Mehmed Akif'in doğumu; Türkçe ilk modern tıp lugatı olan Lügat-ı Tıbbiye'nin neşredilmesi; Sava Paşa'nın yeni bir Darü'l-Fünun kurmakla görevlendirilmesi; Darü'l-Fünun-ı Osmani'nin kapanması

 

Haziran 1873

 

Mekteb-i Sultani'nin, Gülhane Bahçesi'ndeki Saray'a bitişik binalara nakledilmesi

 

1874

 

Rusya'nın kışkırtmaları ve Panislavist faaliyetlerin artması

 

1874

 

Hukuk Mektebi, Mülkiye Mühendis Mektebi ve Edebiyat Mektebi'nden oluşan Darü'l-Fünun-ı Sultani'nin açılması; İstanbul Darü'l-Muallimi'nin açılması; İlk basılmış nota (Notacı Emin Efendi, 1845-1907)

 

1874

 

Kara gümrüklerinin lağvı

 

1874

 

Islah-ı Sanayi Komisyonu faaliyetinin durdurulması

 

1874-1875

 

Darü'l-Fünun-ı Sultani'nin eğitime başlaması; Osmanlı İmparatorluğu'nda sivil mühendislik eğitiminin başlaması

 

1875

 

Bosna-Hersek isyanları

 

1875

 

Askeri rüşdiye mekteplerinin açılması; Mora Yenişehir İdadisi'nin açılması

 

1876

 

Bulgar isyanları

 

1876

 

Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne savaş ilanı

 

1876

 

Abdülaziz'in tahttan indirilmesi, V. Murad'ın tahta çıkması, hal'i ve Abdülhamid'in cülusu

 

1876

 

Meşrutiyet'in ilanı

 

1876

 

İstanbul'da Balkan krizini görüşmek üzere internasyonal bir konferansın toplanması : Tersane Konferansı

 

1876

 

İstikrazların mürettebat ödemelerinin durdurulması

 

1876

 

Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye'nin son kitabının kabulü

 

1876

 

Edebi roman hüviyetinde ilk eser olan, Namık Kemal'in İntibahı'nın neşri; İzmir ve Manastır'da yaıtılı idadiler açılması

 

23 Mart 1876

 

Ziya Gökalp'in doğumu

 

23 Aralık 1876

 

I. Meşrutiyet'in (Kanun-ı Esasi) ilanı

 

1877

 

Rusya'nın tecavüzü ve Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlaması: Balkanlar'ın ve Doğu Anadolu'nun Rus işgaline uğraması

 

1877

 

Mahrec-i Aklam'ın Mekteb-i Mülkiye'nin idadi sınıflarıyla birleştirilmek suretiyle kaldırılması; Mekteb-i Tıbbiye'nin tekrar Gülhane'ye nakledilmesi; Fenn-i Resim ve Mimari Mektebi'nin kurulması

 

1877-1878

 

Darü'l-Fünun ve Mekteb-i Sultani'nin bir yıl eğitime ara vermesi

 

19 Mart 1877

 

İlk Meclis-i Meb'usan'ın içtimaı (o yılın 28 Haziran'ına kadar çalışır)

 

25 Eylül 1877

 

Dersaadet Belediye Kanunu (Meclis-i Mebusan'da müzakere edilerek kabul edilir)

 

5 Ekim 1877

 

Vilayet Belediye Kanunu'nun kabulü

 

13 Aralık 1877

 

Meclis-i Meb'usan'ın süresiz tatili

 

1878

 

Ayastefanos ve Berlin Antlaşmaları imzalanması

 

1878

 

Sırbistan, Karadağ ve Romanya'nın müstakil birer devlet olmaları

 

1878

 

Bulgaristan Prensliği'nin ortaya çıkması

 

1878

 

Ermeni meselesinin zuhuru

 

1878

 

Ali Suavi'nin öldürülmesi

 

1878

 

Kıbrıs'ın İngiltere tarafından ele geçirilmesi

 

1878

 

Bosna ve Hersek'in Avusturya-Macaristan'ın işgal ve idaresine terki

 

1878

 

Makedonya meselesinin ortaya çıkması

 

13 Şubat 1878

 

Meclisin kapatılması

 

Ekim 1878

 

Darü'l-Fünun-ı Sultani'nin tekrar eğitime başlaması

 

1879

 

II. Abdülhamid devrinde basılan kaimelerin toplatılıp imha edilmesi

 

1879

 

Mehakim-ı Nizamiye Teşkilatı Kanunu'nun kabulü

 

1879

 

Mekatib-i Sıbyaniye Dairesi'nin kurulması; Maarif merkez teşkilatının yeniden düzenlenmesi

 

1879

 

Usul-ı Muhakemat-ı Cezaiyye Kanunu'nun kabulü

 

1880

 

Vergi reformu

 

1880

 

Yafa-Kudüs demiryolu hattının tamamlanması

 

1880

 

İlk köy romanı, Ahmed Midhat'ın Bahtiyarlık'ının neşri; Darü'l-Fünun-ı Sultani Turuk u Maabir Mektebi'nin ilk mezunlarını vermesi

 

1880

 

Usul-ı Muhakemat-ı Hukukiyye Kanunu'nun kabulü

 

13 Mart 1880

 

İstanbul'da bir kız idadisinin açılması

 

17 Mayıs 1880

 

Ziya Paşa'nın ölümü

 

Ekim 1880

 

Darü'l-Fünun-ı Sultani Hukuk Mektebi'nin ilk mezunlarını vermesi

 

20 Aralık 1880

 

Darü'l-Fünun-ı Sultani'nin ilk mezunlarını vermesi; Journal de la Societe de Pharmacie de Contantinople'un yayınlanması; Cemiyet-I İlmiye'nin kurulması

 

1881

 

Mustafa Kemal'in Doğumu

 

1881

 

Mısır'ın İngilizler tarafından işgali

 

1881

 

Düyun-ı Umumiyye idaresinin kurulması

 

1881

 

Mühendishane'de mümtaz sınıf adı altında yeni bir sınıf teşkil edilmesi; Darü'l-Fünun-ı Sultanı Turuk u Maabir Mektebi'nin faaliyetlerinin son bulması; Orman ve Maadin Mektepleri'nin birleştirilmesi

 

1882

 

Tunus'un Fransızlar tarafından işgali

 

1882

 

Muharrem Kararnamesi'nin neşri

 

2 Ocak 1882

 

Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulması ve Osman Hamdi Bey'in müdür olması

 

1883

 

Osmanlı ordusunun Prusya askeri heyeti tarafından ıslahına başlanması

 

20 Haziran 1884

 

Mülkiye Mühendis Mektebi kurulması

 

1 Kasım 1884

 

Mülkiye Mühendis Mektebi'nin Mühendishane-I Berri-I Hümayun'un bir odasında eğitimine başlaması

 

2 Aralık 1884

 

Yahya Kemal'in doğumu

 

1885

 

Doğu Rumeli'nin Bulgaristan tarafından ilhakı

 

1885

 

Abdülhak Hamid'in Makber'inin neşri

 

18 Eylül 1885

 

Doğu Rumeli eyaleti valiliğinin Bulgaristan prensine verilerek bu bölgedeki kontrolün zayıflaması

 

1886

 

Adana-Mersin demiryolu hattının tamamlanması

 

1886

 

Maarif Nezareti'ne bağlı olarak Mekatib-i Gayri müslime ve Ecnebiye Müfettişliği'nin kurulması

 

1886

 

Adana-Mersin demiryolu hattının tamamlanması

 

1886

 

Maarif Nezareti'ne bağlı olarak Mekatib-i Gayri müslime ve Ecnebiye Müfettişliği'nin kurulması

 

1886-1887

 

Darü'l-muallimin'in yatılı hale getirilmesi

 

1887

 

Yedikule Havagazı Fabrikası'nın kurulması

 

1887

 

Ahmed Haşim'in doğumu; Şevki Efendi'nin İstanbul'da vefatı

 

5 Şubat 1887

 

Beşir Fuad'ın intiharı

 

1888

 

Haydarpaşa-İzmir-Ankara demiryolu imtiyazının Almanlar'a verilmesi

 

1888

 

Beyrut'ta Saint Joseph Katolik Tıp Mektebi'nin açılması; Baytar sınıfının tekrar Harbiye Mektebi bünyesine alınması

 

2 Aralık 1888

 

Namık Kemal'in ölümü

 

1889

 

İttihad-ı Osmanı Cemiyeti'nin (İttihat ve Terakki) kurulması

 

1889

 

İdadi öğrenimine dayanan dört yıllık bir Mülkiye Baytar Mektebi'nin kurulması

 

27 Mart 1889

 

Yakup Kadri'nin doğumu

 

1890

 

Bulgar Makedonya ve Anadolu'da Ermeni ihtilal çetelerinin faaliyetlerini arttırmaları

 

1891

 

Mülkiye Baytar Mektebi'nin Halkalı Ziraat Mektebi'ne yatılı olarak nakledilmesi

 

1891

 

Yol inşaatında bedenen çalışma mecburiyetinin paraya çevrilmesi

 

1891

 

Kadıköy - Kurbağalıdere Havagazı Fabrikası'nın kurulması

 

1891

 

Hereke Fabrikası'nın halı kısmının açılması

 

3 Kasım 1891

 

Darü'l-Muallim'in aliye şubesi açılması

 

1892

 

Haydarpaşa-İzmit demiryolu hattının işletmeye açılması

 

1892

 

Orman ve Maden Mektebi'nin kapatılması; II. Abdülhamid tarafından Yıldız'da porselen atölyelerinin kurulması

 

1893-1896

 

İstanbul-Selanik demiryolu hattının yapımı

 

1894

 

Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'nin ilk veteriner mezunlarını vermesi; İmmaculée Conseption veya St Marie okulunun kurulması; İlk basılmış musiki lugatı (Hoca Kazım Bey'in Musiki Istılahatı)

 

1894

 

Sasun'da Ermeni olayları

 

1894

 

Selanik-Manastır demiryolu hattının tamamlanması

 

1895

 

İstanbul'da Ermeni olayları, yabancı devletlerin Ermeniler lehinde müdahaleleri

 

1895

 

Galata Rıhtımı inşaatının tamamlanması

 

1895

 

Gayri müslim okullarına Türkçe muallimi tayininin kararlaştırılması

 

1895

 

Baruthane-i Amire'de dumansız barut imal edilmesi

 

14 Şubat 1895

 

Sadrazam Said Paşa'nın beş fakülteden "darü'l-icaze" oluşan bir darü'l-fünun kurma teklifi

 

1896

 

Tevfik Fikret'in Servet-i Fünun'un edebi sayfalarının idareciliğini yüklenmesiyle Edebiyat-ı Cedide devrinin başlaması

 

1896

 

Ermenilerin Osmanlı Bankası'nın İstanbul şubesine saldırmaları

 

1896

 

Girit isyanının alevlenmesi

 

1896

 

Eskişehir-Konya demiryolu hattının tamamlanması

 

1897

 

Yunan kuvvetlerinin Girit'e çıkması, Yunan çetelerinin Rumeli'deki Osmanlı sınırlarına saldırmaları

 

17 Nisan 1897

 

Osmanlı-Yunan Savaşı ve Osmanlı zaferi

 

1898

 

Girit meselesinin devam etmesi; adaya muhtariyet verilmesi Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesi, Yunan prensi Yorgi'nin vali olarak kabul edilmesi

 

1899

 

Bağdat demiryolu imtiyazının Almanlar'a verilmesi

 

1899

 

Arifiye-Adapazarı demiryolu hattının açılması

 

1900

 

Hicaz demiryolunun inşasına girişilmesi

 

1900

 

İstanbul Rıhtımı inşaatının tamamlanması

 

31 Ağustos 1900

 

Darü'l-Fünun-ı Şahane'nin kurulması

 

1901

 

Servet-i Fünun dergisinin geçici olarak kapatılmasıyla Edebiyat-ı Cedide topluluğunun dağılması; Lügat-ı Tıbbiye'nin ikinci baskısının yapılması; Vidinli Tevfik Paşa'nın ölümü

 

1901

 

Makedonya'da çete faaliyetlerinin artması, büyük devletlerin müdahaleleri

 

1901-1908

 

Hicaz demiryolu hattının yapımı

 

1902

 

Yemen isyanlarının tekrar başlaması

 

1902

 

Hereke Fabrikası'na çuka ve şayak tezgahlarının eklenmesi

 

23 Kasım 1902

 

Makedonya'da Bulgar İhtilal Cemiyeti'nin faaliyeti

 

23 Kasım 1902

 

Cum'a-ı Bala ayaklanması

 

23 Kasım 1902

 

Makedonya'ya özel ıslahat planı hazırlanması

 

8 Aralık 1902

 

Hüseyin Hilmi Paşa'nın geniş yetkilerle "umumi müfettiş" olarak Makedonya'ya tayini

 

1903

 

İdadilerin altı yıla çıkarılması

 

2-3 Ağustos 1903

 

İlinden (Aya ilya yortusu günü) isyanı

 

2-3 Ağustos 1903

 

Bulgar-Osmanlı Savaşı tehlikesinin doğması

 

31 Ağustos 1903

 

Şam Mekteb-i Tıbbiyesi'nin kurulması

 

Eylül 1903

 

Mürzsteg Programı : Makedonya'ya muhtariyet verilmesi

 

1904

 

Haydarpaşa Rıhtımı'nın tamamlanarak işletmeye açılması

 

1905

 

Hereke Fabrikası'nda fes imalatına başlanması

 

21 Temmuz 1905

 

Ermeniler'in II. Abdülhamid'e bombalı saldırı tertiplemeleri

 

1906

 

Akabe olayları ve Akabe krizi

 

1908

 

Beykoz Deri Fabrikası'nın Harbiye Nezareti'ne bağlanması

 

1908

 

Osmanlı Eczacı İttihat Cemiyeti'nin kurulması; Osmanlı Cemiyet-i İlmiye-i Baytariyesi'nin açılması; Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti'nin kurulması

 

23 Temmuz 1908

 

II. Meşrutiyet'in ilanı

 

5 Ekim 1908

 

Avusturya- Macaristan'ın Bosna-Hersek'i ilhak ettiğini ilan etmesi.

 

6 Ekim 1908

 

Girit Rumları'nın adayı Yunanistan'a bağladıklarını ilan etmeleri

 

17 Aralık 1908

 

II. Meşrutiyet dönemi ilk Meclis-i Meb'usanının toplanması

 

1909

 

Adana'da Ermeniler'in ayaklanmaları

 

1909

 

Gayri müslimlere "bedel" yerine askerlik hizmeti konulması

 

1909

 

Fecr-i-Ati edebi topluluğunun kuruluşu; Cemiyetler Kanunu'nun çıkması; Dişhekimliği Okulu'nun açılması; Orman Mekteb-i Alisi adı altında yeni bir okul açılması; Mekteb-i Tıbbiye'nin, Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye ile birleştirilerek Haydarpaşa'ya nakledilmesi; Muallimhane-i Nüvvab'ın Medresetü'l-Kuzat adını alması; Mülkiye Mühendis Mektebi'nin Nafıa Nezareti'ne bağlanması ve Mühendis Mekteb-i Alisi adını alması

 

1909-1910

 

Osmanlı Mühendis ve Mimar Mecmuası'nın çıkması

 

27 Şubat 1909

 

Usul-i Muhasebe-ı Umumiyye Kanunu'nun kabul edilmesi

 

13 Nisan 1909

 

31 Mart Olayı

 

19 Nisan 1909

 

Hareket Ordusu'nun Yeşilköy'e varması, İstanbul'daki kargaşayason vererek düzeni sağlaması

 

27 Nisan 1909

 

II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi, V. Mehmed Reşad'ın tahta çıkarılması

 

21 Ağustos 1909

 

Darü'l-Fünun-ı Şahane'nin Vezneciler'deki Zeynep Hanım konağına taşınması

 

17 Aralık 1909

 

Meclisin açılması

 

1910

 

Arnavutlar'ın ayaklanmaları

 

1910

 

Dahili gümrüklerin tamamen kaldırılması

 

1910

 

Vilayet merkezlerindeki bir kısım idadilerin "lise"ye dönüştürülmeye başlanması; ilk çalgı metodu (Ali Salahi Bey, Kendikendine Ud Öğrenme Usulü, Matbaa-ı Amire).

 

1911

 

Sultan Reşad'ın Arnavutlar'ı teskin için Rumeli seyahatine çıkartılması

 

1911

 

İtalya'nın Trablusgarp ve Bingazi'ye saldırması ve işgali

 

1911

 

Gayri müslim cemaatlerin birleşerek mektepleri konusunda yeni bir düzenleme istemeleri; 78 devirli ilk plaklar (Tanburi Cemil, Orfeon Record)

 

1911-1912

 

Osmanlı İtalyan Savaşı

 

1912

 

Yeşilköy Hava Uçuş Okulu'nun Açılışı

 

1912-1913

 

Balkan devletlerinin Osmanlı-İtalyan Savaşı'ndan istifade etmek istemeleri : Balkan Savaşı

 

18 Ocak 1912

 

Meclis-i Meb'usan'ın feshi

 

25 Mart 1912

 

Türk Ocaklarının kurulması

 

18 Nisan 1912

 

II. Dönem Meclis-i Meb'usan'ın toplanması

 

18 Nisan 1912

 

İtalyanlar'ın Rodos, Oniki Ada ve Çanakkale Boğazı'na tecavüzleri

 

5 Ağustos 1912

 

II. Dönem Meclis-i Meb'usan'ın feshi

 

22 Temmuz 1912

 

Gazi Ahmed Muhtar Paşa hükümeti : Büyük Kabine

 

Eylül - Ekim 1912

 

I. Balkan Savaşı

 

15 Ekim 1912

 

Trablus ve Bingazi'nin İtalya'ya terki : Ouchy Antlaşması, Rodos ve Oniki Ada'nın İtalya elinde kalması

 

29 Ekim 1912

 

Kamil Paşa'nın sadareti

 

29 Kasım 1912

 

Arnavutluk'un istiklalini ilan etmesi

 

1913

 

Liselerin mevcut idadilerin yerini alması

 

23 Ocak 1913

 

Babıali Baskını : Mahmud Şevket Paşa'nın sadareti

 

13 Mart 1913

 

Muvakkat İdare-i Umumiyye-i Vilayet Kanunu (kanun meclisten geçmeden yürürlüğe girer)

 

30 Mayıs 1913

 

I. Balkan Savaşı'nın sona ermesi

 

11 Haziran 1913

 

Sadrazam Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesi, Said Halim Paşa'nın sadareti

 

29 Haziran 1913

 

Balkan devletleri arasında savaş : Osmanlı mirasının paylaşılmasının kanlı kavgası

 

21 Temmuz 1913

 

Edirne'nin geri alınması

 

29 Ağustos 1913

 

Osmanlı-Bulgar barışı : İstanbul Antlaşması

 

14 Kasım 1913

 

Osmanlı-Yunan barışı : Atina Antlaşması

 

14 Aralık 1913

 

Osmanlı ordusunun Almanya tarafından ıslahı

 

1914

 

Ecnebi postalarının hepsinin kapatılması

 

1914

 

Dış ticarette gümrük resmi oranının %15'e çıkarılması

 

1914

 

Islah-ı Medaris Nizamnamesi

 

1914

 

Diş Hekimleri Mezunin ve Talebe Cemiyeti'nin kurulması; Türk Bilgi Derneği'nin kurulması; Medreset'ül-Hattatin'in kurulması; Dar'ül-Hilafeti'l-Aliyye Medreseleri'nin kurulması; Medresetü'l-Hattatin'in İstanbul'da açılışı; Medresetü'l-Hattatin'in açılışı; İlk resmi müzik ve tiyatro okulu (Darü'l-Elhan)

 

8 Şubat 1914

 

Anadolu'da Ermeni talepleri doğrultusunda ıslahatı öngören Osmanlı-Rus Antlaşması ("Muamele")

 

14 Mayıs 1914

 

III. Dönem Meslis-i Meb'usan

 

28 Haziran 1914

 

Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna'da öldürülmesi

 

28 Temmuz 1914

 

Avusturya Macaristan'ın Sırbistan'a savaş ilanı

 

1 Ağustos 1914

 

Almanya'nın Rusya'ya savaş ilanı

 

2 Ağustos 1914

 

Meclis-i Meb'usan'ın süresiz tatili (IV. Ve son dönem meclis 12 Ocak 1920'de toplanacak ve 2 Nisan 1920'de İstanbul'un işgali üzerine dağıtılarak mebuslar sürgüne yollanacak)

 

2 Ağustos 1914

 

Osmanlı Devleti ile Almanya arasında ittifak antlaşmasının imzalanması

 

4 Ağustos 1914

 

Almanya'nın Fransa'ya, İngiltere'nin Almanya'ya savaş ilanı : I. Cihan Savaşı'nın başlaması

 

10 Ağustos 1914

 

Alman savaş gemilerinin (Yavuz ve Midilli) Boğazlardan geçmelerine izin verilmesi

 

9 Eylül 1914

 

1 Ekim tarihinden geçerli olmak üzere kapitülasyonların kaldırılması

 

12 Eylül 1914

 

İnas Darü'l-Fünun'unun kurulması

 

29 Eylül 1914

 

İslah-ı Medaris Nizamnamesi'nin yayınlanması

 

29 Ekim 1914

 

Karadeniz'e açılan Osmanlı filosunun Rus limanlarını topa tutması

 

Kasım - Aralık 1914

 

Enver Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Sarıkamış felaketi

 

3 Kasım 1914

 

Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne savaş ilanı

 

5 Kasım 1914

 

İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'ne savaş ilanı

 

11 Kasım 1914

 

Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'ne savaş ilanı

 

14 Kasım 1914

 

Cihad-ı Ekber ilanı

 

14 Kasım 1914

 

İnas Sanayi-I Nefise Mektebi'nin açılması

 

18 Aralık 1914

 

Mısır'ın İngiltere himayesinde bir "krallık" haline getirilmesi, Osmanlı Devleti'nin hukukuna son verilmesi

 

1915

 

Evrak-ı nakdiyye çıkarılması

 

1915

 

Gümrük resmi oranının %30'a yükseltilmesi

 

1915

 

Mekteb-i Tıbbiye'nin Darü'l-Fünun'a bağlanarak bugünkü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne dönüşmesi

 

Ocak - Şubat 1915

 

Cemal Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Mısır seferi : Kanal hezimeti

 

Ocak - 18 Mart 1915

 

Müttefiklerin Çanakkale Boğazı'nı geçmeye çalışması : Çanakkale Savaşları

 

27 Mayıs 1915

 

Doğu Anadolu'da Ruslar'la işbirliği yapan Ermeni nüfusun iç bölgelere taşınması : Tehcir

 

1916

 

Hicaz ve Mekke'nin kaybı

 

1916

 

İzmit Dokuma Fabrikası'nın kapanması

 

1916

 

Tevhid-i Meskukat Kanunu

 

1916

 

Dar'ül-Hilafeti'l-Aliyye Medreseleri üstünde Medresetü'l-Mütehassısın adı altında bir ihtisas medresesi kurulması; İlk Musiki cemiyeti (Darü't-Talim-i Musiki)

 

1917

 

Yıldırım Orduları Grubu'nun kurulması

 

1917

 

Irak ve Suriye cephelerinin çöküşü

 

1917

 

Rusya'da Bolşevik ihtilalinin çıkması ve çarlığın sonu

 

1917

 

Cemaat mahkemelerinin kaza yetkisinin kaldırılışı

 

1917

 

Hukuk-ı Aile Kararnamesi'nin kabulü

 

25 Mart 1917

 

Şer'iyye mahkemelerinin Adliye Nezaretine bağlanması

 

6 Nisan 1917

 

Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşa iştiraki ve Almanya'ya savaş ilanı

 

1918

 

Şam Mekteb-i Tıbbiyesi'nin Beyrut'un işgali neticesinde kapanması; Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın ölümü

 

3 Mart 1918

 

Brest Litowsk Antlaşması

 

3 Temmuz 1918

 

Sultan Reşad'ın vefatı ve Vahdeddin'in tahta çıkması

 

2 Ekim 1918

 

Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi

 

8 Ekim 1918

 

Sadrazam Talat Paşa'nın istifası, Ahmed İzzet Paşa'nın sadareti

 

30 Ekim 1918

 

Mondros Mütarekesi'nin imzalanması

 

3-4 Kasım 1918

 

Almanya ve Avusturya'nın savaştan çekilmeleri

 

8 Kasım 1918

 

İzzet Paşa'nın istifası ve Tevfik Paşa'nın sadareti

 

13 Kasım 1918

 

İtilaf Devletlerinin İstanbul önlerine gelerek şehri teslim almaları

 

1919

 

Hukuk-ı Aile Kararnamesi'nin ilgası

 

1919

 

İstanbul Darü'l-Fünun-un bir ıslahat programı ile Osmanlı Darü'l-Fünun-u adıyla yeniden canlandırılmaya çalışılması; Harbiye Mektebi'nin adının "Muhtelit Harbiye Mektebi" olması

 

4 Mart 1919

 

4 Mart 1919 Damat Ferid Paşa'nın sadareti: Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin iktidara geçmesi

 

15 Mayıs 1919

 

Yunanlılar'ın İzmir'i işgali ve Batı Anadolu'da ilerlemeleri

 

19 Mayıs 1919

 

Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul Hükümeti tarafından Anadolu'ya gönderilmesi

 

23 Temmuz 1919

 

Erzurum Kongresi

 

4 Eylül 1919

 

Sivas Kongresi

 

2 Ekim 1919

 

Damat Ferid'in istifası ve Ali Rıza Paşa'nın sadareti

 

22 Ekim 1919

 

Amasya Protokolü

 

24 Ekim 1919

 

Çıkarılan yeni bir nizamname ile fakültelere "medrese" denmeye başlanması ve Darü'l-Fünun'un ilmi muhtariyeti haiz olduğunun tasdik edilmesi

 

29 Kasım 1919

 

Misak-ı Milli : Milli gaye ve hedeflerin, milli sınırların belirlenerek ilanı

 

1920

 

Mektebi Harbiye'nin Ankara'da "Sunuf-ı Muhtelife Zabit Namzetleri Talimgahı" olarak açılması; İnas Darü'l-Fünun-un lağvedilmesi

 

16 Mart 1920

 

İtilaf işgal kuvvetlerinin İstanbul'daki resmi binalara girmeleri, meclisin dağıtılması ve kapanması, mebusların Anadolu'ya kaçmaları, ele geçenlerin İngilizler tarafından sürülmesi

 

5 Nisan 1920

 

Ferid Paşa'nın sadareti

 

11 Mayıs 1920

 

Ferid Paşa hükümetinin Mustafa Kemal'i idama mahkum etmesi ve askerlikten tardı

 

10 Ağustos 1920

 

İstanbul Hükümeti'nin Sevr Antlaşması'nı imzalanması

 

2-3 Aralık 1920

 

Gümrü Antlaşması'nın imzalanması

 

1921

 

Edebiyat ve Fen Fakültelerinde karma eğitime geçilmesi; askeri ve mülki baytar mekteplerinin "Baytar Mekteb-i Alisi" adı altında birleştirilmesi; Salih Zeki'nin ölümü

 

27 Ocak - 12 Şubat 1921

 

Londra Konferansı : Anadolu için söz söyleme hakkının Ankara Hükümeti'nde olduğunun tespiti

 

31 Mart 1921

 

II. İnönü Zaferi

 

3 Eylül 1921

 

Sakarya Meydan Savaşı

 

20 Eylül 1921

 

Fransa ile barış

 

1922

 

Türk Diş Tabipleri Cemiyeti'nin kurulması; Hukuk ve Tıp Fakültelerinde karma öğretime geçilmesi

 

27 Ağustos 1922

 

Büyük Taarruz : işgalci Yunan kuvvetlerinin imhası

 

30 Ağustos 1922

 

Büyük Zafer : Yunan Başkumandanı'nın esir edilmesi

 

9 Eylül 1922

 

İzmir'in kurtuluşu

 

11 Ekim 1922

 

Mudanya Mütarekesi

 

1 Kasım 1922

 

Saltanatın ilgası

 

16 Kasım 1922

 

Sultan Vahdeddin'in yurtdışına çıkması

 

16 Kasım 1922

 

Abdülmecid Efendi'nin halife olarak seçilmesi

 

1923

 

Birinci ilmi heyet'in Ankara'da toplanması; Darü'l-muallim'in Yüksek Muallim Mektebi adını alması

 

24 Temmuz 1923

 

Lozan Barış Antlaşması

 

25 Eylül 1923

 

Mekteb-i Harbiye'nin Ankara'dan İstanbul'daki eski Harbiye binasına nakledilmesi

 

13 Ekim 1923

 

Ankara'nın başşehir olarak kabulü

 

29 Ekim 1923

 

Cumhuriyet'in ilanı

 

3 Mart 1924

 

Hilafetin ilgası ve Osmanlı hanedan mensuplarının yurtdışına çıkartılmaları

ANKARA ANADOLU TİCARET  
   
ANKARA ANADOLU TİCARET MESLEK LİSESİ  
  ATATÜRK’ ÜN ANKARA TİCARET MESLEK LİSESİNİ ZİYARETİ



Ulu önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün okulumuzu ziyareti özel bir sergi nedeniyle gerçekleşmiştir.



Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü şerefine, başkanlığını TBMM Reisi Kazım Paşa’nın (ÖZALP) yaptığı Mili İktisat ve Tasarruf Cemiyetinin düzenlediği “Onuncu Yıl İktisat Sergisi” okulumuzda açılmıştır.



31Ekim1933 günü okulumuzun birkaç odasında düzenlenen sergide; sanayi, ziraat ve hayvancılıkla ilgili milli ürünlerimiz sergilenmiş bir de kitap panayırına yer verilmiştir. Bu ürünlerin yetiştirildiği yerleri gösteren özel haritalar da sergiye ayrı bir renk katmıştır. Yabancı misyon şeflerini etkileyen bu sergiyi Mustafa Kemal Atatürk; 2 Kasım 1933 günü gezmiş ve pek beğenmiştir. Beğenisini ve o günkü okul müdürü Şevket Süreyya Aydemir’e olan takdirlerini Ticaret Meslek Lisesi özel defterine şu cümlelerle yazmıştır:





“Gördüklerim yüreğimi sevinç ve büyük umutla doldurdu. Türk çocuklarının yüksek ve kabiliyetine inancım tamdır. Bunun bin bir delili görülebilir. Fakat bugün burada gördüğüm eser herhalde, görülmeye ve takdir olunmaya değer en kıymetli bir beşarettir. Bu bilgi yapısında yetişmek fırsatına erişen çocuklarımızı tebrik eder ve memlekete faydalı olmalarını dilerim. Kıymet ve kudretini canlı eser ile göstermiş bulunan müdür Şevket Süreyya Bey’i takdir eder ve kendisinin daha geniş çalışma eserlerini iftiharla göreceğime olan inancımı beyan eylerim.”



Gazi Mustafa Kemal

2 / İkinci Teşrin/ 1933
 
ReDbULLBcOnE  
  Türkiye uluslar arası Break Dance yarışması Redbull BC One’da ülkesini temsil edecek b-boy’unu arıyor. 20 Mayıs Pazar günü yapılacak olan ve giriş ücretinin olmayacağı organizasyonda birinci gelen b-boy Fransa’daki Redbull BC One Avrupa Elemeleri’nde Türkiye’yi temsil edecek. Ortaköy – Club Crystal’de düzenlenecek organizasyonda b-boyların yakından tanıdığı DJ Markone b-boylara eşlik edecek. Jüri koltuğunda ise Fransa’nın dünyaca ünlü 3 grubundan 3 isim var: Yamson (Wanted) Rodolphe (Pokemon) ve Gurkan (Family). Yarışmaya katılmak isteyenlerin 15 Mayıs’a kadar küçük bir tanıtım videosu hazırlayıp Youtube’a yüklemesi ve adresini başvuru formuyla (haberin devamında mevcut) birlikte bconeturkey@gmail.com’ a göndermesi gerekiyor. Katılım sonucunda 16’lık iki grup halinde 32 kişi seçilecek. Yarışmaya katılacak herkese başarılar diliyoruz.

 
BAGLANTILAR  
  eray_club122@hotmail.com-
vassili.zaitsev@hotmail.com
eray_carlos_tevez22@hotmail.com
 
tarih bilimine giriş  
  TARİHİN TANIMI: Tarih geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini YER VE ZAMAN bildirerek, SEBEP-SONUÇ ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
Araştırma alanı olarak, tarih insan kayıtlarına, yazılı ya da sözlü kaynaklara dayanır. Tarihi bilgi, geçmişteki olaylara ilişkin bilinenlerin, tarihe ilişkin güncel düşünce çerçevesiyle yorumlanmasıyla oluşur.

Tarih kelimesinin Batı dillerindeki tüm karşılıkları Grekçe istoria, istorien sözcüğünden gelmektedir. (Latince: his-toria, İtalyanca: storia, Fransızca: histo-rie, İngilizce: history, Almanca: Histo-rie). İyonya lehçesinde bildirme, haber alma yoluyla bilgi edinme anlamlarında kullanılan kelime, Attika lehçesinde görerek, tanık olarak bilme anlamlarının yanı sıra çok daha geniş bir anlam içeriğiyle fizik, coğrafya, astronomi, bitki ve hayvan bilgisi ve hatta giderek doğa bilgisini kapsayacak şekilde kullanılmıştır.

Konu başlıkları [gizle]
1 Tarihi kaynaklar ve yöntem
1.1 Kaynakların kullanımı
2 Tarih biliminin geçmişi
3 Tarih Yazıcılığı
3.1 Hikayeci Tarih Yazıcılığı
3.2 Ögretici Tarih Yazıcılığı
3.3 Araştırmacı Tarih Yazıcılığı
4 Tarihin Yararlandığı Bilimler
5 Bakınız
6 Dış kaynaklar



Tarihi kaynaklar ve yöntem [değiştir]Tarihçiler araştırmalarında çok çeşitli kaynaklar kullanırlar. Bu kaynakların önem sırasına göre belirli bir hiyerarşi içinde sınıflanması ve yorumlanması tarihçinin temel çalışma yöntemidir.


Kaynakların kullanımı [değiştir]Tarih bilimi nesnel verilere, olgulara dayanan bir bilimdir, ancak nesnelliği bütünüyle yansıtması mümkün değildir. Tarihî çalışmaların birinci elden kaynaklara, arşiv belgelerine dayalı olması bu çalışmaların inceledikleri konu üerine mutlak bilgi verdiği, son sözü söylediği anlamına gelmez. Bu durumun nedenleri kaynaklara bağlı (nesnel) ve tarihçiye bağlı nedenler olarak ikiye ayrılabilir:

Arşiv belgeleri her zaman güvenilir bir kaynak teşkil etmez; örneğin resmi kayıtların henüz kaleme alındıkları sırada gerçekten uzak bilgiler yansıtmaları olasıdır. Tarihçi bu olasılıkları da göz önünde bulundurarak kaynaklara karşı eleştirel bir yöntem izler.
Kullanılacak olan belgelerin seçimi, sunuş şekli, tarih çalışmasının amacı, tarihçinin kişisel siyasi-ideolojik tercihleri, tarihçinin eser verdiği dönemin siyasi-ideolojik koşulları gibi çeşitli nedenler, tarih yorumlarına etki eder. Dolayısıyla aynı arşiv belgelerinden yola çıkılarak farklı tarih yorumlarına ulaşılması olasıdır

Tarih biliminin geçmişi [değiştir]
Herodot büstüTarih biliminin ilk yazılı kaynakları Sümerler daha sonra Mısır, Hitit, Çin ve Hint uygarlıklarındaki dini mitoloji içerikli de olsa bir takım bilgilere sahip olan belgelerdir. Tarih yönteminin gelişmesine, eski Yunan uygarlığı'nda yaşayan Heredot ve Thukydides büyük katkılar yapmışlar. Bu anlayış Büyük Roma İmparatorluğu döneminde Polybos tarafından devam ettirilmiştir. Ayrıca Çin’de Pan ailesi (M.S. I. yy) ile Du’yun (732-812)'da tarih bilimine önemli katkılarda bulunmuşlarıdr.

İslam'da tarih biliminde en büyük atılım Kur'an ile olmuştur.Kur'an'ı Kerim'deki kavimler, peygamberler v.s. hakkında bilgiler bulundurması ayrıca hadislerin toplanması işi tarih yazıcılığını geliştirmiştir.

Avrupa'da Reform ve Rönesans ile birlikte filozofların bilimin yöntem, amaç ve kavramlar konusundaki fikirleri Tarih bilimini de etkilemiştir. Voltaire doğa bilimlerinde olduğu gibi tarih biliminde de yasaların olabileceğini söyler.


Tarih Yazıcılığı [değiştir]İlk olarak eski yunan da mö 5. yüzyılda yaşamış olan herdeot'un yazdığı tarih historia bu türün ilk örneğidir. bu tür yazıcılığında hikâye e efsanelerle dolu bilgiler nakledilir. genellikle yer ve zaman dan bahsedilmedikce birlikte sebep sonuç ilişkileri üzerinde çok durulmaz.ancak herdet, layları peşpeşe sıralnamakla kalmayıp onları bir düzen içerisinde aktarmıştır. xvııı. yüzyıla kadar avrupa ve islam dünyası tarihçiliğinde bu tarzda kaleme alınan eserler vardır Tarih yazma çeşitleri birbirinden dil özellikleri ve anlam bakımından bir birinden farklılık gösterir ve üç çeşit tarih yazısı vardır.Bunlar:


Hikayeci Tarih Yazıcılığı [değiştir]Öğretici tarzda eser veren tarihçiler mensup oldukları toplumu harekete geçirerek milli birlik ve ahlaki değerleri geliştirmeeyi istemillerdirbu tarz tarih yazıcılığında topluma fayda sağlamak amaçlanır. bu tarzın ilk yemsilcisi heredottur.büyük yenilgileri takip eden zamanlarsda ya da toplımın fikir yönünden birlik içinde olmadığı dönemlerde bu eserler ilgi çekmişt,r. özellikle avrupada ve tüerkiyede xıx. yy. la kadar bu tarih yazıcılığı devam emiştir İlkçağ'da ortaya çıkmıştır. Bu tarihçilik anlayışına göre olaylar hikâye yoluyla anlatılır ve daha çok efsanelere yer verilir. Yer ve zaman genel olarak belirtilir; lakin olaylarda olağanüstü varlıkların olmasından ötürü tutarlı olması zorlaşır ve neden-sonuç ilişkisi tam olarak kurulamaz.


Ögretici Tarih Yazıcılığı [değiştir]Okuyucuya tarihi olaylardan ders çıkarmak, milli ve ahlaki değerleri benimsetmek için yazılan anlatım tarzıdır. Bu tarzın önderliğini Thukydides yapmış ve tarihi, siyasi öğretimin bir parçası haline getirmiş, bu sayede tarih bilimin sosyal bilimler içinde nerede olduğunu belirlemiştir.

Bu biçimde örnek teşkil etme prensibiyle hareket ettiği için başarısızlıklar birkaç cümle ile yazılırken başarılar ve kahramanlıklar büyük yer kaplamakta ayrıca bu başarılarda belirgin şekilde ortaya çıkan kişiler kahraman olarak görülür bazen doğa üstü varlıklar olarak aks edilir.


Araştırmacı Tarih Yazıcılığı [değiştir]Olayların sebeplerini ve sonuçları derinlemesine inceleyerek, yer ve zaman bakımından dönemin toplumsal, ekonomik yapılarını, iklim ve diğer bütün şartları detaylı şekilde düşünerek, olayları sadece tek bir sebebe bağlamadan sade şekilde anlatılması tarzıdır.

Tarih konusu üzerinde, Alman filozof Karl Marx tarafından geliştirilen materyalizm görüşü de önemli yer tutmaktadır. Materyalizm'in bu tarih konusunda ki görüşüne tarihsel materyalizm denir.


Tarihin Yararlandığı Bilimler [değiştir]Arkeoloji:Özellikle yazının olmadığı dönemlerdeki koşullar hakkında bilgi sağlamasıyla tarihçilerin yararlandığı bilimdir.
Antropoloji:Toplumların ırk yapılarını inceler.
İktisat:Ekonomik olayların kanunlarını ortaya koyan iktisat bilimi geçmişteki olayların iktisadi sebeplerinin anlaşılması konusunda tarihçilere ışık tutar.
Filoloji:Dil bilimidir.Eski kaynakların çevrilmesi ve incelenmesi konularında tarih bilimine yardımcı olur.
Nümizmatik:Eski paraları inceler.
Heraldik:Armaları inceler.
Felsefe:Tarihteki olaylarda dönemin felsefesini bilmek ve düşünce yapısını öğrenmek tarihçinin olayları daha derin anlayabilmesini sağlar.
Epigrafi:Taş ve mermer kitabelerin üstündeki yazıları inceler.
Kronoloji:Tarihi olayların zaman içerisindeki yerini belirleyen, sıralayan ve düzenleyen bilimdir.
Sosyoloji:Toplumu incelemesiyle tarihi olaylardaki toplumların özelliklerinin bilinmesi konusunda tarih bilimine yardımcı olur.
Etnografya:Toplumun örf, adet ve geleneklerini inceler.
Paleografya: Eski yazıları inceleyen bilim dalıdır.Yazılı kaynakların anlamlaştırılması bağlamında tarihçilerin faydalandığı bir bilimdir.
Coğrafya: Tarihçi olayları daha iyi anlamak için geçtiği yeri bilmek zorundadır.O yerin dağlarını, nehirlerini, toprak özelliklerini v.b. gibi bilgileri ona coğrafya bilimi verir.
Diplomasi: Resmi belgeleri inceleyip, sınıflandırarak tarihçiye yardımcı olur.
Toponomi : Yer adları bilimi
Sigolografi : Armaları inceleyen bir bilimdir.
Secere-Soy Kütüğü : İnsanların soylarını inceleyen bilimdir.
Onomastik : İsim bilimidir.
Psikoloji : İnsanların ruhi durumunu ve karakterini inceleyen bilimdir.

Türk Tarih Kurumu'nu tanıyalım

Video | Resim



Türk Tarih Kurumu Atatürk'ün eseridir. Türk ulusunun büyüklüğüne ve üstün uygarlık yeteneklerine içten inanmış olan Atatürk, onu en uygar milletlerin düzeyine çıkarmak için önce tarihini bilmesi ve bunun içinde onu ilk kaynaklardan kendisinin araştırarak öğrenmesi gerektiğine inanıyordu. Atatürk'ün direktifleriyle, 16 üye tarafından, 15 Nisan 1931' de "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti" adı altında kurulan Kurum'un adı 3 Ekim 1935'te Türk Tarih Kurumu'na çevrildi.

Bakanlar Kurulu'nun 21.X.1940 gün ve 2/14556 sayılı kararnamesiyle kamu yararına çalışan dernekler arasına alınan Türk Tarih Kurumu, 11.VIII.1983 gün ve 2876 sayılı yasa ile T.C. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlı bir kuruluş durumuna getirilmiştir. Anayasanın Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile ilgili maddesi ise şöyledir :

Madde 134. - Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak amacıyla; Atatürk'ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur.

Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.

Atatürk, yaşamının son günlerine dek Kurum'un çalışmalarına kendisi önderlik etmiş, çalışma planını kendisi çizmiştir. Türk ve Türkiye tarihini aydınlatacak araştırmacılara yol gösterici nitelikte aşağıdaki direktifleri vermiştir:

".... Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir, yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır."

"Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalıyız."

Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'na ve çalışmalarına verdiği önem, 5 Eylül 1938'de düzenlediği vasiyetnamesinde parasal varlığından Kurum için de bir pay ayırmasıyla kanıtlanmıştır. Türk Tarih Kurumu'nun ana geliri, bu vasi- yetnameye uygun olarak, Atatürk'ün İş Bankası'ndaki hisse senetlerinden oluşmaktadır.

Atatürk'ten sonra gelen bütün Cumhurbaşkanları da Kurum'un koruyucu başkanlarıdır.

Kuruluşundan başlayarak çalışmalarını eski Türk Ocağı Halkevleri binasında sürdüren Kurum, 1940 yılı sonlarında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde ayrılan bir bölüme geçmiştir. Ancak her gün zenginleşen kitaplığı, çalışmaları ve gelişen basımevi için bu yer yetersiz kalmış, 12 Kasım 1967 günü yeni binasına taşınmıştır. Bu yeni ve modern bina, 1980 yılında "Uluslararası Ağahan Mimari Ödülü"nü almıştır.

Atatürk'ün kurucusu ve koruyucusu olduğu Türk Tarih Kurumu'nun amacı Türk tarihi ile Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yollarla yaymaktır. Kurum bu amaçlarını gerçekleştirmek için anma törenleri, konferanslar, seminerler, kongreler düzenler, kazılar yaptırır, Türk ve Türkiye tarihine ait kitaplar yayınlar.

Kurum, yeni buluşları ve bilimsel konuları tartışmak üzere, geleneksel duruma gelen ve günümüze dek aralıklarla toplanan Türk Tarih Kongreleri düzenlemektedir. İlk iki kongre Atatürk'ün koruyucu başkanlığında yapılmış, kongreleri kendileri izlemişlerdir.

I. Türk Tarih Kongresi, 2-11 Temmuz 1932 yılında Ankara Halkevi'nde yapılmıştır. Amacı yeni tarih görüşünün ve tarih öğretiminde tutulacak yolun öğretmenlere ve kamuoyuna anlatılmasıdır.

20-25 Eylül 1937 yılında Dolmabahçe'de yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca, Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurdumuzda ve Ortadoğu'da gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar, resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Atamızın ölümüne dek Dolmabahçe'de kalmıştır.

Türk Tarih Kurumu bundan sonra da uluslararası nitelikte;

15-20 Kasım 1943'te III.,
10-14 Kasım 1948'de IV.,
12-17 Nisan 1956'da V.,
20-26 Ekim 1961'de VI.,
25-29 Eylül 1970'te VII.,
11-15 Ekim 1976'da VIII.,
21-25 Eylül 1981'de IX.,
22-26 Eylül 1986'da X.,
5-9 Eylül 1990'da XI.,
12-16 Eylül 1994'te XII.,
4-8 Ekim 1999'da XIII.,
9-13 Eylül 2002'de XIV.
11-15 Eylül 2006'da XV.
kongrelerini düzenlemiştir. Kongre bildirileri Kurum yayınları arasında yayınlanmaktadır.

Kurum, kongreler dışında kurulduğu günden beri gerek üyeleriyle, gerekse üyeleri dışındaki bilim adamlarıyla çeşitli bilimsel toplantılar yapmış ve Türk tarihinin konularını, sorunlarını tartışmıştır. Ayrıca, Türk tarihinin büyük olaylarla, Türk büyüklerinin doğum ve ölüm yıldönümlerinde törenler ve seminerler düzenlemekte ve eserler çıkarmaktadır. Kongreleri sırasında ve belirli günlerde öğretici nitelikte sergiler düzenlemektedir.

Türk Tarih Kurumu, 1932'den bu yana çeşitli uluslararası kongre, konferans ve sempozyuma katılmış; üyeler bu toplantılara orjinal nitelikte bilimsel bildiriler sunmuşlardır.

Kurum, uluslararası bilim kurumlarının da üyesidir. "Uluslararası Akademiler Birliği" nin Türkiye'deki tek üyesi Türk Tarih Kurumu'dur.

Türk Tarih Kurumu, Türk ve Türkiye tarihi ve bunlarla ilgili çeşitli konuları içeren ve 1963 yılından günümüze dek süren "Atatürk Yıllık Konferansları" düzenlemektedir.

Kurum, amacı olan Türk ve Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini incelemek ve elde edilen sonuçları yaymak için XXXI dizi halinde yayınlar yapmaktadır. Bu yayınlarla özellikle Atatürk ve Türk devrimi tarihine ağırlık verilmiştir. Yayınlarımızın, birçok yabancı üniversite, akademi, bilim kurumu ve bilim adamı ile değişimi yapılmaktadır. Ayrıca, Kurum'un süreli yayını olarak, adını Atatürk'ün koyduğu "Belleten" 1937 yılından beri yayınlanmaktadır. Türk tarih biliminin sesini duyuran ve Türk araştırıcılarının çalışmalarını dünyaya tanıtan uluslararası bir üne kavuşmuş olup, bilim dünyasında takdir ve güvenle izlenmektedir. Kurum'un diğer bir yayını olan "Belgeler" 1964 yılından beri çıkmakta ve Türk arşivlerindeki belgeler açıklamalı olarak yayınlanmaktadır. 1991 yılında yayınlanmaya başlanan "Höyük" ise kazı raporlarını içermektedir.

Kurum, Atatürk'ün direktifleriyle, Anadolu kültürünün eskiliğini ve bunu Orta Osya'ya bağlayan yolları ve belgeleri ortaya çıkarmak, ayrıca daha yeni ve klasik uygarlıkların Anadolu'daki kalıntılarını araştırarak, yurdumuzun tarih öncesi çağlarından bugüne kadar olan tarihini aydınlatmak için kazılar yaptırmaktadır. 22 Ağustos 1935'te, Kurum'un kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı "Alacahöyük Kazısı"dır. Bunu Trakya ve Anadolu'nun türlü bölgelerinde yapılan kazı ve arkeolojik araştırmalar izlemiştir. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzemizde yer almaktadır.

Türk Tarih Kurumu'nun en başarılı işlerinden biri de bir ihtisas kütüphanesi kurmuş olmasıdır. Tarih ve arkeoloji alanında yurdumuzun en büyük kütüphanesi olan Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, araştırıcıların en büyük yardımcısıdır. Mevcut kitaplar, armağan, yayınlarımızla değişim ve satın alma yoluyla sağlanmaktadır. Kurum, ayrıca son çağlar tarihimiz için zengin bir arşive de sahiptir.

Türkler, dünyanın en eski, asil, büyük devletler kurup, pek çok ünlü şahsiyetler yetiştiren medenî milletlerinden biridir. Türkler, Nuh peygamberin oğullarından Yâfes’in Türk adlı oğlunun neslindendir.



Tarihî şahıs, boy ve millet adlarının oluşumuna göre, Türk kelimesinin aslı “türümek” fiilinden gelmektedir. Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında “türük” ve nihayet hece düşmesiyle “Türk” kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu’da bir kısım göçebeler de yürümekten “yürük” adını almışlardır. Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; “töreli, töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam” manâlarında kullanılmaktadır.



Coğrafî ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldaki Bizans kaynaklarında, Orta Asya için kullanılmıştır. Dokuzuncu ve onuncu asırlarda, Volga’dan Orta Asya’ya kadar olan sahaya denilirdi. Bu da Doğu ve Batı Türkiye olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Doğu Türkiye, Hazarlar’ın; Batı Türkiye ise Türk asıllı Macarların ülkesiydi. Memluklar’ın ilk zamanlarında, Mısır’a da Türkiye deniliyordu. Selçuklular zamanında, onikinci yüzyıldan itibaren Anadolu’ya Türkiye denilmeye başlandı. Türk kelimesini, Türk devletinin resmî adı olarak ilk defa kullanan, yedi ve sekizinci yüzyıllarda hüküm süren (681-745) Göktürk Devleti’ydi.



Bilinen en eski Türk kavmi, Çinlilerin Hiung-nu dedikleri, M.Ö. 3. asrın başından itibaren tarih sahnesinde görülen Hunlardır. Bu kavmin anayurdu, Tienşan’ın kuzey kesimiyle batıdaki Altay Dağları, Orta Urallar ve Hazar Denizi’nin kuzey hudutları içinde kalan vadideydi. Şenyu denilen hükümdarlarının ordugâhı, Orhun Irmağı kıyısında bulunuyordu. Nüfus çoğalması ve fetih isteği gibi iki büyük sebeple yayılmaya başladılar ve Çin hudutlarına kadar olan bölgeyi ele geçirdiler.



İslamiyetten Önce Türk Devletleri:



Türklerin kurduğu en eski devlet olan Hun İmparatorluğu, aynı zamanda, Türk askerî teşkilat ve idareciliğinin de ilk örneğidir. Osmanlılar zamanı dahil olmak üzere, bütün tarih boyunca Türk teşkilatının baş kaidesi olan, sağ ve sol ikili nizam, Hunlar tarafından kurulmuştur. Hun ordusu, on bin, bin, yüz ve on kişilik gruplar halinde, onlu sisteme göre oluşturulmuştu. Keçe çadırları içinde oturuyor ve besledikleri koyun, at ve sığır sürülerinden elde ettikleri ile geçiniyorlardı.



Hunlar, M.Ö. 3. yüzyılın sonlarında, Sarı Irmağın kıvrım yaptığı alana gelerek, Çin içlerine doğru akınlara başladılar. Çinliler, bu Türk kavminin süvarileri karşısında tutunamayıp, ağır yenilgilere uğradılar. Böylece Çin hakimi olan Ti-şin hanedanı, Çin Seddi’ni tamamlamaya çalıştı.



Türk kavimlerini toplayıp, imparatorluk halinde birleştiren ilk büyük Hun hükümdarı, Teoman Yabgu’dur (M.Ö. 220). Teoman Yabgu’dan sonra, Hun tahtına oğlu Mete Yabgu geçti. Mete Han zamanında yapılan fetihlerle, Hun İmparatorluğunun toprakları, Hazar Denizinden Japon Denizine kadar uzandı. Bu topraklarda, çeşitli Türk kavimlerinin yanısıra, diğer Altaylı kavimler de yaşıyordu. Mete devri, Hun İmparatorluğunun en parlak devri oldu (M.Ö. 209-174).



Mete Han’dan sonra gelen yabgular zamanında, Çinlilerle ilişkiler arttı. Özellikle evlenme yoluyla, Türk ve Çin hükümdar aileleri arasında yakınlıklar doğdu. Bu yakınlıklar, Hunların iç işleri bakımından bir çok karışıklıklara yol açtı. Buna rağmen Hun İmparatorluğu, M.Ö. 1. yüzyıla kadar üstünlüğünü devam ettirdi. Bu yüzyılda ise, Türk beyleri arasında taht kavgaları gittikçe arttı. Çinliler de bu kavgalardan faydalanarak, Türkleri zayıflatmayı bildiler. Neticede Hunlar, Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Bunlara, Güney ve Kuzey Hunları da denir. M.S. 3. yüzyılın başlarında, başka bir Türk kavmi olan Siyenpiler, Hunlarla iktidar mücadelesine giriştiler. Sonunda Moğolların ve bazı Türk boylarının da yardımıyla, Hunların hakimiyetine son verdiler. Büyük Hun İmparatorluğu, tarihte bilinen eski imparatorlukların en büyüğüydü.



Siyenpiler’le yaptıları savaşları kaybettikten ve Asya’daki Büyük Hun İmparatorluğu dağıldıktan sonra, Hunların bir kısmı, Dinyeper nehriyle Aral Gölünün doğusu arasındaki bölgeye yerleştiler ve 4. yüzyılın ortalarına kadar orada yaşadılar. Çin’den gelen Hun kitleleriyle çoğalan ve uzunca bir süre sakin bir hayat yaşamak suretiyle güçlenen bu Hunlar, iklim değişikliği ve geçim şartlarının bozulması sebebiyle, bu tarihten itibaren Batı’ya göç etmeye başladılar. O tarihlerde, Karadeniz kuzeyindeki düzlükler, bir Cermen kavmi olan Gotların işgali altındaydı. Don-Dinyeper nehirleri arasında Doğu Gotları (Ostrogotlar), batısında ise Batı Gotları (Vizigotlar) bulunuyordu. Daha batıda Transilvanya ve Galiçya’da Gipidler, bugünkü Macaristan’da Tisa Nehri havalisinde Vandallar vardı. Hun başbuğu Balamir’in idaresinde, hayret edilecek bir hareket kabiliyeti ve gelişmiş bir süvari taktiğiyle hareket eden Hunlar, Önce Doğu, sonra da Batı Gotlarla karşılaştı. Yerlerinden kopan bu kavimler, batıya doğru hızla akarak, Roma İmparatorluğu topraklarını, Kuzey Karadeniz’den İspanya’ya kadar her tarafı alt üst ettiler. Böylece, Avrupa’nın etnik manzarasını değiştiren ve tarihte Kavimler Göçü denilen hadise meydana geldi. Âni ve şiddetli Hun darbelerinin, beklenmedik şekilde ortaya çıkan Hun akıncı birliklerinin, Doğu Avrupa kavimleri arasında uyandırdığı dehşet, Batı dünyasında büyük yankılar yaptı. Hunlar aleyhine, Latin ve Grek kaynaklarından inanılmaz rivayet ve hikâyelerin çıkmasına ve yayılmasına sebep oldu.



Hunlar (Bkz. Avrupa Hun İmparatorluğu), 378 yılı baharında Tuna’yı geçtiler ve Romalılardan direniş görmaksizin Trakya’ya kadar ilerlediler. Bu arada daha büyük bir Hun kütlesi, Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya yöneldi. Bu ikinci akıncı kolu, Güney Anadolu’dan Suriye’nin Akdeniz kıyılarına ve Kudüs’e kadar yıldırım hızıyla ilerledi. Sonbahar’da aynı yoldan Azerbaycan’a döndü. Batı’da ise Balamir’in oğlu Ildız’ın komutasındaki Hun süvari birlikleri, Bizans İmparatorluğunu barışa zorladı. Ildız’dan sonra hun tahtına geçen Karaton ve Rua zamanlarında da Bizanslılar, Hunlara vergi ödedi. Rua’nın 434′te ölmesi üzerine devletin başına Attila geçti. Attila zamanında Hunların hakimiyeti, Volga Nehrinin doğusundan bugünkü Fransa’ya kadar uzandı. Yönetimleri altında, çeşitli Türk boyları da dahil olmak üzere kırkbeş kavim yaşıyordu. Bunların çoğu, şimdiki Avrupa milletlerinin dedeleridir. Bizans, Hunlara verdiği vergiyi üç katına çıkardı. Attila, 451′de Hristiyan dünyasının merkezini zaptetmek üzere, yüz bin kişilik ordusuyla Roma önüne geldi. Ancak, Attila’nın önünde diz çöken ve Roma’nın kendisine boyun eğdiğini bildiren papa, kentin kurtarılmasını sağladı.



Attila’nın ölümünden sonra tahta çıkan oğulları İlek, Dengizik ve İrnek dönemlerinde, Hun birliği parçalandı. Ayaklanan Cermen kavimleriyle yapılan savaşlar, Hunları yordu. Sonuçta Orta Avrupa’da tutunmanın zorluğunu gören İrnek, Hunların büyük kısmı ile, Bizans’tan geçiş izni alarak Karadeniz’in batı kıyılarına döndü. İrnek idaresindeki Hunların, önce Güney Rusya düzlüklerinde görülen, sonra Balkanlarda ve Orta Avrupa’da birer devlet kuran Bulgarlarla Macarların oluşumunda büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır. Geleneklere göre, Bulgar Türk Devletinin kurucusu Dulo sülalesiyle Macar kabilelerini Tuna boyuna getirerek orada yerleştiren Arpad Hanedanı, İrnek’i ata tanımaktadırlar.





 
Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
ErAy Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol